D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

ÖZGÜRLÜK NEREDE BAŞLAR, NEREDE BİTER

En çok üzerinde tartışılan, herkesin çıkarı doğrultusunda anladığı ve yorumladığı kavram özgürlük kavramıdır.

Her ne kadar genel tanımlarla açıklanmaya çalışılsa da içi tam doldurulmadığı için hep yanlış anlaşılmıştır.

Özgürlük bireyin  hiçbir şeyin etkisi altında kalmadan, düşünebilme ve düşündüğü şekilde yaşabilmesi demektir.

Özgürlük, insanın inandığı değerleri rahatça savunabilmesi ve yaşabilmesi demektir.

Özgürlük beyne zincir vurulmaması demektir.

Ama özgürlük, başkasına iftira atma hakkını kendinde görmek değildir.

Özgürlük, yalan  yanlış haberler yayarak bunlara insanları inandırmak değildir.

Özgürlük, başkasının özgürlüğünü kısıtlamak, özgürlük adına karşı tarafa zarar vermek hiç değildir.

Yani sınırsız bir özgürlük yoktur. Özgürlüğün sınırı başkasının özgürlük sınırında biter.

“Ey özgürlük! Adalet varsa sen de varsın” der, Joseph Joubert.

O yüzdendir ki şu sosyal medya konusu bir an önce çözülmeli.

Sosyal medya insanların ağzına geleni söylediği, küfürlerin, hakaretlerin gırla gittiği, terör örgütlerinin propagandasının yapıldığı, her türlü ahlaksızlığın kol gezdiği  bir mecra olmaktan çıkarılmalı.

Birileri bunu, karalama, hakaret, ve iftira amaçlı kullanıyorsa  gerekli cezaya çarptırılabilmeli. Herkes babasının çiftliği gibi kullanmaktan vazgeçmeli.

Bu konuyu bir yasaklama veya sansür olarak algılamak son derece yanlıştır.  

Son günlerde yaşananlar tek kelimeyle iğrençliktir. Buna bir dur demek lazım.

Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın  yeni doğmuş bebeği üzerinden aile çirkin bir saldırıya maruz kalmıştı. Sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: 

"Unutulmamalıdır ki bizim ailemizin başına gelenleri ülkemizin tüm bireyleri yaşayabilir. Hiç kimsenin izzetinefsini koruma hakkı elinden alınamaz. Bir kişinin yüzüne karşı ifa edildiğinde suç olan her şey, medya ve sosyal medya mecralarında yapıldığında da aynı sonuçla karşılaşmalıdır. İnternet mecralarını kullananlar suç işleme konusunda layüsel değildir. Cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret başta olmak üzere kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yolları açık olmalıdır” dedi.

Son derece haklıydı. Hatta geç kalınmıştı.

Sonrasında yasal bir düzenleme yapılması için hazırlıklar başladı. Sosyal medyayı babasının çiftliği sananlar hep bir ağızdan ayaklandı.

“Sosyal medya kapatılamaz.”

Kimse sosyal medyanın kapatılmasından söz etmiyordu elbette. Meydanlarda istediği gibi at oynatanların işine gelmeyeceği için veryansın ediliyordu.  Artık yalan haber yayamayacaklar, kimseye iftira atamayacaklar, terör propagandası yapamayacaklar, istedikleri gibi küfür edemeyeceklerdi.

Ya Levent Özeren’in Binali Yıldırım’ın eşi üzerinden yaptığı paylaşım.

Tek kelimeyle iğrenç, yakışıksız ve ahlaksızca…

Sosyal Medya Federasyonu Başkanı Cengiz Özbay: “Düzenleme vatandaşlar lehine ama bir şekilde çarpıtılmaya çalışılıyor. Yasaklama yok, sansür yok, düzenleme var. Artık yalan, yanlış bilgiler dolaşmayacak. Yeni doğan bebeğe bile hakaret içerikli paylaşımlar oluyor, bunlar engellenecek. Cumhurbaşkanımızın yapılacak düzenlemelerle ilgili düşüncelerini destekliyoruz. Bu konuda gerekli katkıları vermeye hazırız. Öncelikle şunu ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamadan sosyal medyanın kapatılması anlamı çıkmaz. Bu açıklamadan; ‘düzenli, düzeyli çok daha kaliteli paylaşımlara zemin oluşturacağı’ anlamı çıkmaktadır.”

Evet sosyal medya düzenlemesi bir an önce yapılmalıdır. Bu düzenleme hepimizin olduğu kadar, ülkemizin de menfaatinedir.

<