PAHALILIK VE PARASIZLIK
ÖNSÖZ GÖKTÜRKSON SÖZ ATATÜRK
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, ekonominin iyiye gittiğini söyler, Türkiye'nin artık dış krediye ( IMF ) ihtiyaç hissetmeyecek bir sağlığa kavuştuğunun izlenimleri gün geçtikçe iyileştiğini söylerken, piyasada fiyatların alabildiğine yükseldiği gözleniyor.
Holding'lerden başlayarak seyyar satıcılara kadar her tüccarın nakit para sıkıntısı çektiği günümüzde dar gelirli yurtaşların ve maaşlı memur, işçi ve emekli gibi insanların satın alma gücünün önceki yıllara nisbetle görülmemiş derecede düştüğü de tesbit ediliyor.
Maliye Bakanı Şimşek sempatik bir ekonomik tablo çizme gayreti gösterirken gerçeklerin hiç de söylediği gibi olmadığı çarşı ve pazar gezen yurtaşlarca tesbit ediliyor. Cebindeki belirli para ile alış verişe çıkanlar evlerine elleri boş dönerken bir bahar tablosu çizmek inandırıcı gelmiyor.
Ne var ki yıllardan beri Maliye Bakanları da Şimşek gibi hep iyimserlik göstermişlerdir. Bir ikisi hariç ötekiler ekonomik gerçekleri hep halktan ve onun dikkatinden uzak tutmuşlardı. Bunu belki de halkın morel kazanması ve alınan ekonomik tebdirlere kolayca uyması için yapmışlar da olabilir.
Bu arada yurttaşların tasarrufa teşvik edilmesi de istenmiştir. Sebep ne olursa olsun , yurttaş, memleket ekonomisinin hangi çizgilerde olduğunun bilincinde olmak ister. Her seferinde "kemerleri sıkın" denilince sıkmış , "Tasarruf yapın" deyince yapmış fedakâr bir millettir.
O kadar fedakârlığa rağmen şimdi ise yükselen fiyatlar karşısında cebindeki para hiçbir değer ifade etmez olmuştur.
Ekonomist, iktisat Prof. Dr. sayın Esfender Korkmaz bir makalesinde şöyle diyor :
Enflasyon fiyat istikrarının bozulmasıdır. Ekonomik ve sosyal yapıda tahribat yapar. Ekonomide kaynak dağılımını ve gelir dağılımını bozar. Yatırımları engeller. Ekonomide kırılganlık yaratır. Enflasyonist ortamda spekülasyon artar.
Rahmetli Demirel’in dediği gibi aynı zamanda ahlakı bozar. Şimdi dolandırıcılık olaylarının artması da bu gerçeği teyit ediyor.
Bunlara dikkat ederek önlemler almak gereklidir.
Değerli okurlarım; bazen anlatacağınız tek fıkra, birkaç kitaptan daha geniş tesir yaratır. Son günlerde okuduğum fıkrayı size anlatayım. Olay Macaristan'da geçiyor. Yaşlı adam alış veriş için kuyruğa girer. İki saat sonra sırası gelince tezgâhtara sorar ;
---- Oğlum fasulyeniz var mı ?
---- Allaha şükür var efendim.
---- Peki salçanız da var mı ?
---- Allaha şükür var efendim.
Onların bu konuşmalarını takip eden " İlgili memur ! " acele acele söylenir :
---- Ne demekmiş " Allaha şükür " . Hükümete şükür desene !
Tezgâhtar hissettirmeden lâhavle çekti , içi burkuldu. Yaşlı adam devam etti :
---- Oğlum kahveniz var mı ?
---- Hükümete şükür yok efendim.
*******
Kardeşlerim ; Dünya da olan olumsuzluklar, Pandemi , savaşlar , göçler, depremler herşeyi alt üst etti. Üretim yetersizliği ve göçmen sorunu arz - talep dengesini bozdu. Bizler de belirli müddet sabır etmemiz gerekiyor. Her dengesizlik hükümetin politikaları ilgili değildir. Kim kendi kendine çelme takar. Vatandaş olarak duyarlılığımızı göstermemiz gerek. Üretime, ihracata, turizme daha çok yönelmeyi emrediyor yurttaşlık görevimiz.
Yine güçlü bir hükümetimiz var da az hasarla çıkmaya gayret sarf ediliyor. Bu girdaptan elbette çıkacağız, yeter ki cesur kararlar alınsın. Yoksa başkalarında çare aramak zaman kaybıdır. Daha çok istikrarsızlığa, buhrana sürükleyeceğini herkes bilmelidir..
Tanrı Türkü Korusun.
Sevgi ve Saygılarımla.