Sabah kahvaltısında adam karısına anlatıyordu: “Geceki gök gürültüsünü duymadın mı?” - “Hayır duymadım.” Kocası şaştı: “Nasıl duymazsın? Bir şimşekler çaktı, bir gökler gürledi kiii… Aman yarabbim.” Kadın öfkelendi: “Niye beni uyandırmadın? Benim şimşek çakarken uyuyamadığımı bilmez misin?”
Evlilik kavgalarının amacı haklı olmak değil, ne pahasına olursa olsun kendini haklı çıktığına inandırmaktır.
Doğrusunu isterseniz ben de bir bahane bulamayınca kendimi haklı çıkartmaya çalışıyorum. Her hafta bir “usta”dan söz ederken bu haftayı es geçeyim ve incir çekirdeğini doldurmayan şeyler yazayım istedim. Bazen bu moda giriyorum. Geçtiğimiz hafta Halit Çapın ve bir ölüyle röportajı ilgiyle karşılanınca şımardım, “ustalar”ı bir hafta ertelemeye karar verdim. Sırada Altan ağabey (Erbulak) var, sonraki yazıyı bekleyin lütfen…
Karısına söyleniyordu:  “Şu batasıca hazırlanmana zamanında başlasaydın şu treni kaçırmazdık…” Kadın da laf altında kalmıyordu: “Sen de beni aptal gibi koşturmasaydın, sonraki treni bu kadar beklemezdik.”
Hakim tanığa çıkıştı: “Bana tek sözcükle cevap ver! Ya evet ya hayır de.” Tanık direniyordu: “Olamaz hakim bey! Mümkün değil” – “Nasıl olamazmış bana bir örnek ver bakayım.”
“Ben birine sorsam: (karını hala dövüyor musun?) diye, bana ne evet diyebilir ne de hayır…”
Fıkra ile gerçeğin ilişkisi olmadığı bilinir. Örnek de karısını döven adam fıkralarıdır. Herkes bilir ki güçsüzün zalimden öcalmasının tek yolu uyduruk fıkralar anlatmasıdır.
Komşuları sordu: “Yahu karın şarkı söyleme başlayınca niye hemen balkona çıkıyorsun?” Koca anlattı: “Dövdüğümü sanmasınlar diye.”
Hakim sanığa bildirdi: “Karını acımadan dövdün, boğazını sıktın, saçlarından tutup sürükledin, bir de bacağını  kırdın. Seni 6 ay hapse mahkum ediyorum. Bir diyeceğin var mı?”
“Bana acıyın hakim bey, bari balayımızı yarım bıraktırmayın.”
Yıllar on yılar geçer her evlilik başladığı gibi sürer gider.
Şerafettin bey hayretler içindeydi:
“Ne biçim iş bu! Evlilikte bunca yıl geçirdik. Karımın dişleri azalıyor, oysa kendisi daha da ısırgan oluyor…
Evet efendim incir çekirdeğini doldurmayan bir yazıyı daha bitiriyorum. Bu hafta da tebessüm ettirebildiysem ne mutlu bana…
Sevgiyle kalın.