PANDEMİ DÖNEMİNDE SOSYAL MEDYA
Merhaba Değerli Okuyucularım...
Biliyorsunuz ki, bütün dünyayı etkisi altına alan bir virüsün hâlâ ne yazık ki etkisi altındayız. Ya bir son ya da sonun başlangıcı halinde hayatımıza devam ederken hepimiz “Evde Hayat Var " sloganı çerçevesinde evlerimizde hapis olduk. Aslında ' hapis ' kelimesi çok doğru olmaz çünkü kendi sağlığımız ve başkalarının sağlığı için gerekli önlemleri alırken farklı uygulamalar ve dijital dünyayı keşfeder hale geldik . Pandemi süreci içerisinde aslında bir nevi sosyal medya ile avunduk. Sanatçılar için sosyal medya konserleri, farklı konseptlerde sanatçı konukluğu ve Bigo Live gibi uygulamalarda yayıncılık yaparak sosyal ağlarımızı genişletebilmeyi öğrendik. Kendi adıma söyleyebilirim ki; Sosyal Medyayı doğru kullanırsak, kullanabilirsek Leb-i Derya ! Fakat dijital dünyanın mağduru da olabilirisiniz. Son zamanlarda göz attığım ve içinde bulunduğum uygulamalar hem mükemmel tasarlanmış hem de insanları kendisine çeken, bağımlılık yaratan cinsten. Sosyal medya sadece insanların sosyalleşebileceği ya da kendini ifade edebileceği bir yer olmanın yanı sıra profesyonel yayıncılık yaparak para da kazanabileceği bir oluşum halinde. Dediğim gibi bir çok uygulama mevcut. Fakat bu sihirli dünya aslında hiç de o kadar masum değil. Çünkü bir anda insanları asosyal kişilikler haline getirebileceği gibi para kaybetme ya da arkadaş kaybetme gibi tehlikeleri de arz edebiliyor. SOSYAL MEDYA İFŞALARI revaçta! Canlı yayınlarda herhangi bir cinsellik, hakaret ya da yüz kızartıcı mevzuları Google’ a kadar search edilebilen bir akım hızla devam ediyor . Bir çok ünlü ve ya fenomen denilebilecek kişilerde bu pandemi sürecinde evlerinde yayıncılık yapmaya ve buradan bağış sistemi ile gelebilecek sanal hediyelere talip. Bu sanal hediyeler kota veya değiş tokuş karşılığında Dolar bazlı TL hesabı olarak yayıncıların hesabına aktarıla biliniyor. Biliyorsunuz ki Youtube da izlenme ve tıklanma oranlarına göre para kazandırabilen bir sistem . Bu tarz uygulamalar aslında yeni değil fakat evlerde kalındığı bu süreç içerinde sosyal medya hızla rağbet görmeye başladı. Bu tarz uygulama sempati duyuyorum , doğru kullanıldığı takdirde herkesin kişisel, canlı bir web sistemi olması heyecan verici ... Ulusal uygulamalar Türkiye'ye göre daha rahat olsa da , Türkiye de belli kurallar çerçevesinde yönetilmeye özen gösteriliyor. Kişilerin sosyal , iş ve aile hayatından sonra kullanılabilir olmasının daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. SANATÇI AKIMIYLA DAHA POPÜLER olan uygulamalar, pandemi sürecinden veya tam anlamıyla normalleşme yasadıktan sonra da aynı ilgiyi görebileceğini düşünüyorum. Çünkü bu uygulamalar da kendi içerisinde fenomen sayılabilecek çok fazla kullanıcı ve rağbet hakim. Peki bir sanatçının kariyer planlaması için, buralarda var olmanın getiri ve götürüsünü çok iyi analiz etmek gerekiyor. Modern dünyanın içerisinde olmak ve nimetlerinden yararlanmakta gayet kollektif bir düşünce olabilir. Dediğim gibi tartışmaya ve yoruma çok açık bir konudur aslında... Tabi dünyaca ünlü bir çok sanatçı da bugün hâlâ sosyal medyanın ekmeğini yiyor. Kendilerine özel sayfaları, fan grupları ya da youtube kanalları, sen siteleri olması zaten zorunlu bir gereklilik halini aldı. Yeteneklerini ve konseptini yayıncılık yaparak da ön plana çıkarmaya çalışan çok fazla yeni jenerasyon olmasına rağmen yine de Realiteden ve gerçek hayatın bize sunduğu samimiyetten uzaklaşılmaması gerektiğini düşünüyorum. Ulusal basın, gazete , tv , dergilere bu anlamda çok fazla iş düştüğünü düşünüyorum. Çünkü insanları normalleştirecek sosyo- kültürel bir alt yapıları var . Sosyal medya dipsiz bir kuyu, düşmemeye dikkat etmek lazım. Bilinçli kullanmaya özen gösterelim. Sevgiler...