Para-ücret
Yaptığımız her işin bir ücreti vardır. Ama ücret öyle derin, yüce anlamları sırtında taşır ki, izah etmek kitap boyutundadır. Ücretin somut karşılığı para sonradan üretilmiş bir araç. Herkes bilir, insanlar ilk alış-verişlerini takas ile yapmışlar. Ya da herkes böyle bilir demek daha doğru. Çünki başka olabilirler var. Belki de öteki olabilirler olmuştur. Bunu bilemeyiz.
Xxxx
Para alırken memnun olunur, ama her zaman değil. Borç para alırken memnun olunamaz. Veya birinin bir başkasına verilmek üzere size para teslim etmesinde de hoşlanacak bir durum yoktur gerçek anlamda. Ama insan işte, hemen oradan kendisinin ne kadar güven duyulan bir insan olduğu hesabını yaparak manevi bir haz çıkarır. Başka para alma durumları da var elbette. Birisi sizin karnınızı doyurmanız için, sırtınıza bir gömlek almanız için, ev kiranızı ödemeniz için para verdiğinde de hiç de mutlu olmazsınız. Daha doğrusu acil sıkıntılarınızdan kurtulduğunuz için, ivedi ihtiyaçlarınız karşılandığı için haz duyarsınız ama, derin bir manevi yük altında bedeninizin ezildiğinden dolayı da eza çekersiniz.
Bir banka hesabına, ya da birine havale edilmek üzere size para verilmesi de çok zevk alınacak bir vaziyet değildir.
Bir tek para almak şekli vardır insana haz veren. Bir emek, ya da mal, ya da düşünce, ya da bilgi sattığınızda alacağınız para insana haz verir.
Xxxx
Mülki ve Sınai Haklar Kanunu çok önemli bir para alma alanını sağlamaya çalışır. Düşünce ve bilgi üretiminin para ile karşılık bulmasının garantisini sağlamaya çalışan bir yasadır. Bunun için çeşitli meslek alanlarında, meslek birlikleri kurulmuş ve bu kanun çerçevesini genişletmek, daha çok üyeyi yararlandırmak, üyelerin daha çok yararlanmalarını temin etmek için çalışmaktadırlar. Yani idealde böyle olması gerekiyor. Ama her uygulamada insan zaafları işe karışır ve işler yolundan çıkar.
Xxxx
Para almak böyle de para vermek o kadar zevkli değil herhalde. Bazen bir lokantaya oturup muktesid bir insan kıvamında bir şeyler yediğim olur. Kasaya gelip para öderken hep aynı şakayı yaparım. ‘Yemekler güzeldi, ama şu para verme faslını hiç sevmiyorum’ derim. Karşılıklı olarak yüzümüzde tebessüm belirir ve öylece ayrılırım.
Xxxx
İşverenler genellikle çalışanlara verdikleri paraya üzülürler. Devlet bile memur maaşlarına, emekli maaşlarına zam yaparken kaçılabilecek tüm yolları denedikten sonra, kimseyi memnun etmeyen zammı yapar. Gerçekten de bu zamlardan veren de, alan da asla memnun olmaz, ama yine de bu zam çekişmesi hemen her yıl yapılmak zorundadır.
Özel sektör ya da bireysel girişimcileri iyi izlerseniz her zaman yeni yatırımlar yaparlar. Fabrika binasına ek, imalathaneye yeni teknik alet-edevat, muhasebe ve hukuk bürosuna yeni eleman alırlar ama işçiye, imalat çalışanına maaş verirken fena halde canları sıkılır. Her yatırıma parası olan sanayicinin işgören maaşlarına gelindiğinde parası yoktur ve sıkıntısı büyüktür. Hatta kimi iş adamları öyle levhalar koyarlar ki karşınıza, o ay para almamayı bile düşünebilirsiniz.
Xxxx
Para bir araç ama hayatı yaşarken de bir araç olduğundan çok önemli bir nesne. Tüm tüketimi, harcamayı para ile karşılarız. Parayı kazanmak için ise sınırlı imkeanımız var. Beden ve kol işçisi olarak, hizmet işçisi olarak, bilgi ve düşünce üreticisi olarak, mal ve emtia satıcısı olarak para kazanır insanlar.
Başka kazanma yolları da var elbette. Fakat burada insani değerler devreye girer. Helal-haram kavramları inançla, dinle ilgili kavramlardır ve inanç da, din de insani değerdir. Din ve inancın ise temelinde Allah, Yaratıcı vardır. İşte bu değerler para kazanma yollarını ve şekillerini sınırlamış. Helal kavramıyla yaşayacaksanız yukarıda sayılan yollarla para kazanırsınız. Haram kavramıyla para kazanacaksanız, ya da helal-haram kavramlarıyla alakanız yoksa çok başka para kazanma yolları vardır.
Xxxx
Paranın alıp götürdüğü bir başka insani değer var. Samimiyet ve sıcaklık. Hatta öylesine bu değerleri yok eder ki eseri bile kalmaz. Kan bağıyla bağlı olduğunuz birine canınızdan, kanınızdan, bedeninizden, ruhunuzdan, emeğinizden, beyninizden bir şeyler verirsiniz seve seve. Bu verişte sıcaklık ve samimiyet, büyüklük, koruma, himaye etme, fedakearlık, şefkat ve daha yüzlerce duygu devrededir ama devrede olmayan tek şey paradır. Para olmayınca her duygu son derece sıcaktır.
Xxxx
Hayatta bir emeğe, bir mala, emtiaya, eşyaya, hizmete, düşünce ve bilgiye ödenebilecek en yüksek ücret nedir diye hiç düşündünüz mü? Kimi zaman yöneticilerin, nitelikli elemanların, kamu idarecilerinin, milletvekilinin, başbakanın, devlet başkanının maaşı öne çıkarılarak ne kadar çok para aldıklarına dikkat çekilir. Dünya için, dünyada yaşanan hayat için bu önemli bir şey. Ama inanın ödenebilecek en yüksek ücretin ne olduğu konusunda hiç de düşünmemiş olduğunuzu tahmin ediyorum.
Xxxx
Bir ödeme yapacağınızda, bir ücret söz konusu olduğunda en yüksek ücret ‘Allah razı olsun’ sözüdür. Bundan daha yüksek ücret yoktur. Ama hakiki, samimi, gönülden olmak şartıyla.