PARSELİZASYON
Bizim çocuklar bu sefer İspanya'da sahne alıyordu Norveç önünde. Kuzey takımları her zaman ters gelmiştir bize. Sert oynarlar genellikle. Fiziki üstünlüklerini rakiplerine hissettirerek mücadele ederler. Ancak bizim de tekniğimiz her zaman onlara ters gelmiştir oynadığımız maçlarda.
Şenol Güneş o kadar iyi hazırlıyor ki milli takımı…Defansdan çıkarken kimin ne yapacağı, nerede duracağı belli olduğu gibi, top rakipteyken nasıl savunacağımız da belli bir taktiksel anlayışın içinde. "Yerleşim-Parselizasyon" ne isim verirseniz verin milli takımımız “Total Futboldan” güzel örnekler verdi her iki mücadelede de.
Defansdan atağa hızlı çıkarken, yani geçis oyununu yaparken o kadar yerli yerindeydi ki tüm oyuncularımız yine harika bir ilk gol attık Ozan'la. Diğerinde de duran toptan gelen Çağlar golüyle ilk devreyi iki farklı önde bitirirken kafamız rahat gidiyorduk molaya. Biz iki gol atarken, kuzeyliler Sorloth ve Mohamed ile şanslarını deneselerde fileleri bulamadılar. Milli takımımız yerleşim düzeni olarak sahaya yayılış ve sahanın parsellenişi yine mükemmele yakındı aynı Hollanda maçındaki gibi. Az gidiyoruz ileriye belki ama öz gidiyoruz. Hollanda maçı da dahil neredeyse bulduğumuz her net pozisyonu gole çevirdik. Şimdilik başarının anahtarı sanırım bu olsa gerek. Yakaladığımız atıyoruz. Az gidiyoruz öz gidiyoruz rakip kaleye deyim yerindeyse.
İKİZ KULELERE KARŞI SİSTEM FAKTÖRÜ
Onlar ikinci yarıya baskın başladılar. İlk 15 dakika baskı kurdular ama nafile bir çabaydı onlar adına. En tehlikeli pozisyonları Sorloth’un avuta giden kafasıydı. Yine klasik-ekol haline gelen bir gol attık. Çabuk çıktık ve yakaladığımız pozisyonu tabelaya yansıttık. Ozan, Çalhanoğlu'na nazire yaparcasına Hakan'ın Hollanda'ya attığı golün neredeyse aynısının tıpkısını kaydetti. Rahatladık elbette. Bundan sonraki en ince detay Hollanda maçındaki hataları yapmamak ve skoru da oyunu da dengede tutmakdı.
Şenol hoca bu sefer değişikliklerde orta sahayı kalabalık tutmaya yönelik davrandı. Doğru da yaptı. Orta alanda kalabalık ve yakın oynuyorduk. İlk değişikliklerde Hollanda maçının aksine Ozan yoktu. Skor 3-0 iken, Ozan-Okay-Taylan üçlüsüyle devam ettik. Sonraki değişikliklerde bile Halil ve Kabak ile ki Ozan defansa Kaan orta alana kaydı değişikliklerden hemen sonra, hep orta merkezi sağlama aldık. Onlar ikiz kulelerine güvendi, bizse hem kurduğumuz sisteme hem de oyun aklımıza güvendik. Rakibe neredeyse pozisyon dahi vermedik Sorloth’un direkten dönen sutunun dışında. Bir de Uğurcan’ın kurtardığı
Letonya maçı belki de çok zor geçecek. İlla ki kapanacaklardır. Yine sistemimizle ve aklımızla yeneceğimize inancımız tam. Yenersek Avrupa şampiyonasına da omuzlarımızdaki büyük bir yükden kurtulmuş olarak başlayacağız. Son sözümde hakem triosuna. VAR sistemi yoktu ama onlar bedenen olduğu kadar aklen de sahadaydılar. Hem orta hakem Alejandro Hernandez hem de yardımcıları olağanüstü maç yönettiler. Yardımcılar Sorloth’un da Haaland’ın da ofsat pozisyonlara çok net bir şekilde yakaladılar. Kararlarına sağlık!
Gecenin Notu: Hakikaten olağanüstü bir taktik disiplinle oynadı oyuncularımız. Şenol hoca da yaptığı akılcı değişikiklerle bu taktik disiplini Teknik adam aklıyla birleştirip harmanladı. Rakiplerimize net gol pozisyonu da vermedik doğrusu. Hollanda adına De Ligt’nin ve Norveç adına da Sorloth’un direkten dönen pozisyonları dışında, Portakalların golleri hariç elbette, kalemize neredeyse gelemediler doğrusu.