Patagonya’da yaşayan var mı?
Ben de bu ülkede yaşıyorum...
Ben de marketlerden, pazarlardan alışveriş yapıyorum...
3-4 gün arayla yaptığım her alışverişimde aldığım aynı ürünler, zamlandıkça zamlanıyor...
Fiyatları tutmak mümkün değil...
Özellikle, lojistik maliyetleri patlamış durumda...
Ana girdi kalemleri maliyetlere zorunlu yansıdığı için zamlar da kaçınılmaz oluyor...
Akaryakıt, elektrik, doğalgaz, taşımacılık zamları üretim maliyetlerini zirveye taşıyor...
Dünya ekonomisi bizim kadar olmasa da, onlar da sıkıntı içerisinde...
İnsanoğlu tarlaları, hayvanları yok ettikten sonra mı anlayacak, bunların değerini?..
Hep söylerim yaşamın birinci şartı, yeme-içme...
Adeta akaryakıtsız ya da enerjisiz motorun çalışması mümkün mü?
Taşıma (ithalat) suyla da değirmen dönmez!
Ekmeliyiz, ekenleri desteklemeliyiz, tarımsal alanlarımızı çoğaltmalıyız...
Bir buğday tanesini dahi israf etmemeliyiz...
Ülkelerin ayakta kalması için, dışa bağımlılığın azalması gerekiyor...
Tam bir üretim seferberliği zamanı...
Yol, bina yatırımından çok, tarıma değer verilmeli...
Aksi takdirde, açlığın getireceği sonuçlara katlanmak zorunda kalırız...
Herkes aklını başına almalı ve ona göre hareket etmeli...
***
Enflasyonun patladığı bir dönemde, dengeleri kurmak için, devlet katkısını artırmak zorunda...
Bunun için gerekirse, para basmalı, alım yapabilsin diye halk rahatlatılmalı...
Esnaf, maliyetler yüzünden can çekişmiyor, son nefesini veriyor...
Önce, ülke içerisinde istikrar sağlanmalı...
Sonra, birlik halinde varsa bizi yıkmaya çalışan yabancı güçlere karşı mücadele edilmeli...
Ülkemizin bir numaralı sorunu, geçinememek...
Bu sorun belli bir seviyeye çekilirse, gerisi kolay halledilir...
Fırını yıkmadan, soruna ivedi çareler bulunmalı...
Gençlerimizi değerlendirelim, onları sağlıklı doyuralım, onları iş güç sahibi yapalım, sonra imkân tanıyarak, ufuklarını geliştirmek için dış dünyayı görmelerini sağlayalım...
Açlıkla mücadele edene, “yurt dışına gidin, ufkunuzu geliştirin” denir mi?
***
Macaristan seçimlerini 6 muhalefet partisi neden kaybetti?
Çok basit bir hesap yapalım...
Seçime katılım oranı yüzde 68...
Seçime katılmayanların oranı yüzde 32...
İktidar partilerinin oy yüzdesi 53.42...
6’lı muhalefetin oy yüzdesi 35...
Bu duruma göre, muhalefette yer alan seçmenler yani yüzde 32, oy atmaya gitmemiş...
Eğer, sandığa gitme sağlansaydı, 6’lı muhalefet, seçimi farkla kazanırdı...
Demek ki, seçime katılım oranı çok önemli...
İktidar için de muhalefet için de...
Özellikle, demokrasi için...
Her seçime mutlaka gidelim, oyumuzu atarak, adaletin tam oluşmasını sağlayalım!