Patates... Soğan... Ve gerçekler!
Eminim çok kişi hatırlamıyordur...
Rahmetli Turgut Özal döneminde kurulan kısa adı “Fak Fuk Fon” olan Fakir Fukara Fonu, günümüzde de varlığını sürdürüyor...
Bu fon, kaymakamlıklarda kurulan bir heyet tarafından oluşuyordu.
İnce elenip, sık dokunup, iyice araştırılan kişilere yardım yapılıyordu.
Tıkır tıkır da işliyordu.
Eminim bugün de bu fondan yardım alan ailelerimiz ve kişilerimiz vardır.
***
İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek’in patates-soğan dağıtımı öncesinde düzenlediği basın toplantısında, kaymakamlıklarca belirlenen ihtiyaç sahibi her aileye 20 kg patates, 10 kg soğan dağıtılacağını açıkladı.
Gevrek’in yaptığı açıklamaya göre, İstanbul’a 10 TIR patates ve soğan gelecekmiş.
Buraya kadar her şey güzel gibi...
Hem çiftçimiz para etmeyen patates ve soğanını devlete satacak, hem de ihtiyaç sahipleri bir nebze de olsa, evinde değerlendirecek.
***
Şimdi sizin adınıza bir hesap yapacağım.
Bir TIR 20 ton ile 30 ton arasında yük taşır.
Yani İstanbul’umuza ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere toplam 300 ton patates ve soğan gelecek...
300 ton, 300 bin kg demek.
Bunu 30 kg’ma bölersek, 10 bin aileye dağıtılacak demektir.
10 bin ailenin de 5’er kişiden oluştuğunu kabul edersek, 50 bin kişinin bu yardımdan yararlanacağını varsayabiliriz...
İstanbul’un nüfusu göçmenleriyle yaklaşık 16 milyon...
16 milyon vatandaşımızın yaşadığı İstanbul’da 50 bin kişi mi ihtiyaç sahibi var?
Eğer bu gerçekse, bir İstanbullu olarak mutluluk duyacağım.
İstatistikler ise, bunu ortaya koymuyor.
Verilere göre, mega kentimiz İstanbul’da 700 bine yakın ihtiyaç sahibi var.
Eeee 650 bin kişi ne yiyecek?
Onlara patates, soğan da mı yok?
İstanbul Ekmek’in günde 1.5 milyona yakın bir liralık ekmeğinin kapış kapış gitmesi yeterince gerçekleri sergilemiyor mu?
Patates ve soğanın kilosunun 1.5 TL olduğunu varsayarsak, ihtiyaç sahiplerinin 45 TL’lik gıda için bile mutlu olduğu da bir gerçek.
***
Çeşitli kaynaklara göre, ülkemizde 15 milyonla 20 milyon arasında açlık sınırında yurttaşımız var.
Bu sorunu çözmediğimiz sürece, huzur içerisinde uyumamız da mümkün değildir.
Elbette “pandemi” bu durumu körükledi.
Ancak, ekonomik paylaşım mutlaka tam sağlanmalı.
Zorlukları top yekûn aşmamız lazım.
Güçlü devletimizin kısa sürede sorunlara çözüm bulmasını bekliyoruz.
Halkla bütünleşirse, aşılmayacak sorun yoktur!
Önemli olan tüm kesimlerin gerçekleri ortaya koyması...
Türkiye inanıyorum, bu zor günleri de aşacaktır!
Yeter ki, önce isteyelim, sonra gereğini yapalım!