Peker’in iddiaları...
"Sükût ikrardan gelir" diye çok önemli bir sözümüz var!.. Yeterli olmasa da, taraflar konuşmaya başladı!
Son günlerde sözde “mafya” lideri, aslında “organize suç örgütü” başı Sedat Peker, “kirli” olduğunu iddia ettiği çamaşırları ortaya döküyor...
Sedat Peker, Şile’den hiç görmediğim ve görüşmediğim komşum sayılırdı... Tek ortak yanımız, ikimizin de Karadeniz’li olması...
Eminim Sedat Peker’le ilgili muhalif basında yer alan haberleri, söyleşileri izlemişsinizdir.
Peker, 4. görüntülü mesajında da bir çok şeyi “faş” ediyor...
Bakalım 5. görüntülü mesajında neler kusacak?
Sedat Peker’in söylediklerinden ve söyleyeceklerinden çok, muhataplarının neler söylediği ya da söyleyeceği önemli...
***
Bilindiği gibi, Peker’in, “derin devlet”in lideri olarak suçladığı, eski İçişleri ve Adalet Bakanı, Susurluk’tan sabıkalı Mehmet Ağar, 15 Eylül 2011’de Ankara Özel Yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “suç örgütü yöneticiliği”nden 5 yıl hapse mahkûm oldu. Aydın’da yattı, çıktı...
Ünlü Eroin Baronu Baybaşin Hollanda’da, 1980'den itibaren, Şükrü Balcı ve Mehmet Ağar'ın verdiğini öne sürdüğü polis kimlikleriyle, polise ait silahlarla, yeşil pasaportlarla rahat dolaştığını söyledi!
Ağar, DGM ve “Susurluk Komisyonu”nda verdiği ifadesinde sürekli olarak “devlet sırrı” olduğu için açıklama yapamayacağını ifade etti.
Yorum yapmak zor, ama oldukça düşündürücü bir hayat...
Ağar’ın meslektaşım Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada, dikkat çekici ifadeleri yer aldı. Ağar’ın, “Benden, ehli namus olan, ehli vatan olan kimse şikayetçi olmaz. Buraya (marinaya) mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa, bizim burada olmamızdandır. Bu marina döviz makinasıdır” sözleri düşündürücü değil mi?
Devlette uzun süre üst düzeyde görev yapan Ağar, “Devletimiz, biz olmasak burayı koruyamaz” mı demek istiyor? Gerçek buysa, yazıklar olsun!.. Ağar ve ekibi devletimizden daha mı güçlü? İnşallah bunu demek istememiştir. Belki dili sürçmüştür! Dili sürçmemişse, düşündürücü değil mi? Ağar, Soylu'nun açıklamasından hemen sonra, “Sözcü TV”ye yaptığı sözlü beyanında, “Dilim sürçtü” dedi. İnanmak istiyorum...
Milletvekili oğlu Tolga Ağar’la ilgili Peker’in iddiasını dikkate almıyorum. Neden mi? Eğer doğruysa, devletimden utanırım da ondan!..
***
Peker’in “Pelikancı”larla iddiaları da manidar...
Peker daha çok konuşacak gibi...
Peker’in, bayramın birinci günü yayına verdiği 4. videosu daha da bir felaket...
Peker, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya dalga geçerek, “Temiz Süleyman... Sülü... Temiz Sülü...” diye hitap ediyor. İğrenç bir durum...
Soylu’ya, “Koruma polisimi sen vermedin mi?” diye soran Peker, “Silivri’de intihar eden emniyet müdürünü anlatsana? Emniyet müdürü arkadaşları onun neden intihar ettiğini biliyorlar, neden söylemiyorlar?” sözleriyle iddialarını sıralıyor!..
Peker, diğer iddialarını da “Temiz Süleyman” diye sıralıyor...
Peker’in iddialarına, “Müptezel operasyon elemanına sesleniyorum: İddianı, iftiranı, her şeyin açığa çıkması için yargıya taşıyorum. Ben adalete teslimim. Sen de operasyon faresi gibi kaçma, ülkene gel, adalete teslim ol” sözleriyle yanıt veren Soylu’nun şu ifadeleri dikkat çekici:
“Elbette ki cesaret aldığın bir yerler vardır. Tüm iftira ve ithamlarına mal bulmuş mağribi gibi sarılan ve ‘şereflice’ siyaset malzemesi haline getiren nasıl olsa Kemal Kılıçdaroğlu gibi ağabeyin var. Nasıl olsa Meral Akşener gibi ablan var. Nasıl olsa Ali Babacan gibi kardeşin var. Nasıl olsa Ahmet Davutoğlu gibi hocan var. Nasıl olsa BirGün gibi gazeten var. Nasıl olsa Cumhuriyet gibi gazeten var. Nasıl olsa Sözcü gibi yayın organın var. Nasıl olsa FETÖ’nün sosyal medya ağı var. Nasıl olsa HDPKK’nın tam desteği var. Nasıl olsa bu tiyatroya günlerdir aval aval bakan, her şeye konuşup laf söyleyen, ama hala Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını anlamayan, şimdi susan ödlekler var.”
Soylu’nun yukarıda suçladığı tüm muhalefet liderlerinin, adı geçen gazetelerin dolaylı da olsa yanıt vereceğini biliyorum. Ama, Soylu’nun Sedat Peker üzerinden tüm muhalefeti ve muhalif medyayı, “ödleklik”le suçladığı bir kısım kişileri diline dolamasına pek anlam veremedim!
Bu yazıyı kaleme aldığım gün, BirGün’den yapılan yazılı açıklamada, “Soylu, her köşeye sıkıştığında hedef saptırmak için bu ve benzeri hamleler yapar” denildi.
***
Peker’in iddialarıyla ilgili şu ana kadar tek mantıklı açıklamayı Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek yaptı. Devletimizde çok önemli görevlerde bulunan Çiçek açıklamasında, “Binde biri bile doğruysa felaket ve sıkıntıdır. Binde birken önünü alamazsanız, bu yüzde bir, sonra onda bir olur sonra bir bakarsınız ki, bütün vücudu kaplamış. Türkiye bu konuda yeteri kadar geçmişte tecrübe sahibi oldu. Gerekli ders çıkartılarak gereğinin yapılması lazım. Videoları seyreden, gazetede okuyan savcıların harekete geçip gereğini yapması gerekir” ifadelerini kullandı. Çiçek’in bu ifadelerinin altına imzamı atıyorum.
Peker’in tüm iddiaları, geç kalınmadan derhal adli makamlarca soruşturulmalı, gereği yapılmalı... İddiaların gerisinin geleceği de aşikar. T.C. Savcıları dört koldan araştırma başlatmalı. Savcıların önü hiçbir şekilde kapatılmamalı.
Eminim, bu işlerin sonunda, devletimizin temiz bir yönetime sahip olduğu ortaya çıkacaktır.
Benim merak ettiğim, sözde “mafya” liderlerinin hemen hemen hepsi neden Karadeniz’li?.. Özellikle de Rize’li ya da benim gibi Of’lu...
Diyeceksiniz ki, ülkemizi yönetenlerin büyük bir kısmı da Karadeniz’li...
Ne olmuş, manidar mı?
Bence, Peker’in iddiaları, “ekonomik” ve “Covid-19” sorunlarını gündemden düşürmemeli... Çünkü, “yaşam”dan daha değerli ne olabilir ki?
***
PATRONA GEÇMİŞ OLSUN!
Ömrünü elinizde tuttuğunuz gazetemiz “YeniGün”e adayan, şerefli gazeteciliği kendine düstur edinen patronumuz Engin Köklüçınar, önemli bir ameliyat geçirdi. Sağlığına kavuşacağından emin olduğum, patronum Engin ağabeyime “geçmiş olsun” diyor, bir an evvel aramıza bekliyoruz...