PEKİ YA AHLÂKİ DEPREM? -9
Evladına, cemaatine, öğrencisine, ebeveynine;
Onurlu ve omurgalı bir yaşamın gerekliliğini,
Helal lokma ve alın terinin zevkini,
Onurun yaşamaktan üstün olduğunu,
Bir başkası yaşayabilsin diye ölebilmenin şehadet olduğunu,
Ahlâkın şehadet kelimesi ile verilen bedava bir yazılım programı olmadığını,
Bu dünyaya iyi olmak için değil iyi işler yapmak için gönderilen birer görevli olduklarını,
Sahip olmaya değil, şahit olmaya geldiğimizi, anlatamayan, öğretemeyen, gösteremeyen vaizler, din adamları, öğretmenler, anneler, babalar, ebeveynler...
(Gerisini siz tamamlayın lütfen)
Bunca insanın cesetlerinin üzerinde hepinizin, hepimizin parmak izi var.
Yanan yüreklerin, acıyan canların, ağlayan gözlerin, yetim ve öksüz kalmış çocukların, evsiz ve barksız kalmış insanların, iki resim karesine mahkûm bırakılmış çığlığı yitik annelerin, sessiz çığlıkları arşa yükselen babaların, boynu bükük ne yapacağını şaşırmış insanların bugünkü mimarı hepimiziz!
Ben,sen,o, öbürü, diğeri, öteki, beriki...
İşini adam akıllı ibadet aşkı ile yapamayan, liyakat yerine sadakati önemseyen, bilgi yerine duyguyu öncelleyen herkes ...
Dolayısıyla, kimse bu felaketin adına “imtihan” diyerek kendi vicdanını aklamasın.
Kimse bu felakete “kader” diyerek Allah’a iftira atmasın.
Zira inandığını iddia ettiği dinin 75 ayetinde direk, 700’ü aşkın ayetinde dolaylı olarak ona bahşettiği en büyük nimet olan akla atıf yaparak onu kullan diyen İlahi kudret sonunda Yunus 100.ayette noktayı koyuyor;
“Allah, aklını kullanmayanın üzerine iğrenç bir pislik yağdırır.”
Tam da bu yüzden yüzleşelim kendimizle;
Bugün enkaz altında kalan sadece canlarımız değildir.
Bugün enkaz altında kalan liyakatsizliğimizdir.
Bugün enkaz altında kalan vicdansızlığımızdır.
Bugün enkaz altında kalan adaletsizliğimizdir.
Bugün enkaz altında kalan eğitimsizliğimizdir.
Bugün enkaz altında kalan insafsızlığımızdır.
Bugün enkaz altında kalan denetimsizliğimizdir.
Bugün enkaz altında kalan sahip olma hırsımızdır.
Bugün enkaz altında kalan özellikle son dönemdeki fahiş fiyat artışları ile dünyaya olan tamahımızdır.
Bugün bir türlü ısınmayan avuçlarımızda kalan tek şey;
Sessiz sedasız ötelere giden kardeşlerimizin ahları, geride kalan kardeşlerimizin eyvahları, annelerin arşı yırtan ağıtları, babaların içine haykırdıkları çığlıkları, yetim ve öksüz kalmış çocuklarımızın geriye kalan yaşamındaki kimsesizlikleridir.
Bugün ise o enkazların altından kurtarabilecek tek şeyimiz ise, insanlığımızdır.
Acı nereye dokunduysa üşüyen avuçlarımızdaki “aminlerimiz” oraya şifa olsun.
Nerede hangi yürek acıdı ve kanadıysa semaya yükselen avazlarımız oraya pansuman olsun.
Nerede hangi can ötelere yürüdü ise Rabbim onları rahmet ve merhameti ile kucaklasın.
(Bitti)