Peygamber’imizin Çocuk sevgisi
Hz. Peygamber Efendimiz, çocukları çok sever; onları öperek bağrına basardı. Onları önemser,aralarına katılır, selâm verir, hâl ve hatırlarını sorar, seviyelerine iner, şakalaşır, duygularını paylaşır, gerekirse oyunlarına girer, onlarla birlikte olmaktan mutluluk duyardı. Bu nedenle Resûlullah bir yolculuğa çıktığında çocuklar dönüşünü beklerler ve O’nu sevinçle karşılarlardı. Çocuklara karşı çok merhametliydi: Çocukları sevmeyi, onlarla ilgilenmeyi, onları çeşitli tehlikeler karşısında korumayı cehennemden kurtuluşa vesile sayardı. İnanç, ibadet ve ahlâk konularının çocuklara yumuşaklıkla anlatılmasını ister, katı ve kaba davranılmasını yasaklardı. Kendisi de bu konularda çok hoşgörülü ve şefkâtlı davranırdı. Namaz kılarken, torunları Hasan ile Hüseyin’in ve Zeynep’in kızı Ümâme’nin, kendi mübarek omzuna binmesini hoş görürdü. Hz. Peygamber (s.a.s.), kız ve erkek çocuklar arasında ayırım yapmazdı: İslâmdan önceki cahiliye çağında, kız çocuğu babası olmanın utanç kaynağı sayıldığı, kimi ailelerin kız çocuğunu diri diri kuma gömecek kadar ileri gittiği anlayışını yıkarak kız çocuklarına gerekli önemin verilmesini emretmiş; kızlarını eğitip hayata hazırlanmalarını sağlayanları büyük sevaba erişmekle ve cenneti kazanmakla müjdelemiştir. Genel olarak, çocuklara güzel bir isim koymak ve bir meslek sahibi olmalarını sağlamak hususunda aileleri teşvik etmiştir (Prof.Hüseyin Algül, Hz. Muhammed’in Çocuklarla İlişkileri, İslâma Giriş, D.İ.B., s183-187)
VADE
Bu ölümlü fâni hayat,
Işık hızıyla tez geçer!
Her can bir gün mutlak gider,
Ol vadeyi Allah seçer!
Resûlün sırtında mühür,
Silinmez Allah busesi!
Evrensel has hafızada,
Veda Hutbesi’nin sesi!
Şeb-i Arus denilse de,
Sovuktur ölümün yüzü!
Yas-figan-ayrılık vardır,
Dostların yaşlıdır gözü!
Hüzünlü yakınlarımız,
Dört kollu şu saldan tutar!
Kafileyle gelen beden,
Ana kucağı kabre yatar!
Oytan’ım, daima Rabbi,
Hep huşûyla zikrederek,
Azgın nefsini dizginler,
Yoksula infak ederek!