Pişmiş Kelle!..
Bu 2 kelimeyi bilmeyenimiz yoktur!
Bu kelimenin manası nedir?
Bu 2 kelime genellikle şu 2 kelime ilave edilerek kullanılır.
“Pişmiş Kelle Gibi Sırıtmak!”
Tabi bu şekilde, insanlar için kullanılır!
“Pişmiş Kelle”nin anlamı, yaptığım araştırmalara göre, “Büyük veya küçükbaş hayvanların kafa-kelleleri pişirildiğinde etleri iyice kemikten ayrıldığında dişlerinin meydana çıkması” demekmiş...
Eminimin Türk milletinin kahır ekseriyeti, “Pişmiş Kelle”yi sever!
Çünkü, “Pişmiş Kelle”den, “Kelle-Paça” çorbası ve muhteşem “Kelle Yemeği” yapılır...
Kelleye bir de kekik ekerseniz muhteşem olur...
Bazı bilim adamları da bu iki yemeği sağlık verir!
Denemeyeniniz varsa, yemenizi öneririm, sağlık açışından, lezzet açısından...
“Nereden çıktı, pişmiş kelle” demeyin...
Torunum ve eşimle geçtiğimiz Pazar günü Üsküdar’da önce muhteşem “Kelle-Paça Çorbası” içtim, sonra da “Kelle Yemeği” yedim, “şifa” niyetine...
Canlı gövdemde yerini buldu...
Yarasın, siz de mutlaka deneyin...
***
Çocuklar, özellikle buluğa ermemiş sebiler / sabiler, bir çikolata, şeker ya da bir oyuncakla mutlu edilirler!
Çünkü onlar, bu eylemde art niyet aramazlar...
Hiç unutmam, 6-7 yaşlarında mahallemizde şirin mi şirin, bir kız çocuğu
vardı. Bu kız çocuğunu bakkal amcası da gerçekten çok severdi.
Bakkal amcası, bu sabiyi çok sevdiğinden erkeklere ileri geri laflar ettirirdi...
Sonra da kahkahalar atarak, küçük kızı şekerle sözde ödüllendirirdi!
Tıpkı bizim anlı, şanlı müteahhitlerden birinin telefonda, “Onların a...a koyacağız” der gibi küfürler ettirirdi...
Hiç unutmam bir gün bu durumu görünce, bakkala girdim, çikolata aldım ve kıza verip, “Aynı sözleri bakkal amcana yap” dedim! O da dediğimi yaptı. Bakkal kızınca, kız kaçtı!
Ben de bakkala, “Neden kızdın” dedim?
Yaaa oldu mu bay bakkal?..
***
Çok defa yazdım, tekrar yazacağım, bıkmadan usanmadan...
Kötü söz sahibine aittir, ama yaptıranın hiç mi suçu yok?..
Elbette var!
Yasalarımızda “azmettirme” diye bir fiil var!..
Cezası da ağır!
Son günlerde, işin dozu kaçtıkça kaçtı...
Tut tutabilirsen?
Camide mihraptan sarf edilen “dil koparma” sözüne Sayın Cumhurbaşkanımız açıklama getirerek hedefinin Sezen Aksu olmadığını söyledi!
İster inanırsınız, ıster inanmazsınız...
Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle bir kelimeyi hedefleyerek söyleyeceğine inanmıyorum, inanmak da istemiyorum!
Nitekim, iktidar yanlısı gazeteler de, görmezden geldi bu sözleri...
Sayın Cumhurbaşkanımızın Trabzon konuşması sırasında, 9-10 yaşları bir erkek çocuk kürsüye alınarak, bir oyuncak ve cezaevindeki babası için sarf ettiği sözler, bence başka bir sağlıksız beyinin ürünü...
“Cumhur”un başı, kahır ekseriyet tarafından devletimizin başına getirilen Sayın Cumhurbaşkanımız, böyle bir eylem bilgisi dahilinde olsaydı, engellerdi, katiyen yaptırmazdı!
Bu tezgâhta, kimin rolü olabileceğini eylem sonrası atılan tweetten belirleyebilirsiniz.
“Bir çocuk ağlar, Cumhurbaşkanı merak eder. Çocuk, derdini anlatır ve ardından Cumhurbaşkanımızın elinden mikrofonu kapmak ister. Herkes çocuğun atikliğine tebessüm ederken lider, çocuğu kırmaz... Çocuk, Eren Bülbül'ün katillerinin arkadaşlarına ‘hain’ demiş. ‘Çocuktan al haberi’...”
Bu tweet kime aitse, onun bu eylemde mutlaka profesyonel katkısı var demektir...
Yani, bu kişi, rahmetli Eren Bülbül’ü de katarak, “hain” sözcüğünü “Çocuktan al haberi” cümlesiyle sözde, hedef gösteriyor...
Bence, bu tweeti atan zat, ya koptu gidiyor, ya “ne olursa olsun, biz yönetimde kalalım” diyor...
Yetmez mi bu kadar bölünmemiz...
Yetmez mi bu halkı ayrıştırmanız...
Neden çocukları alet ediyoruz, beklentilerimize...
Utandım!
Vücudum zangır zangır titredi!
Çocukların, torunlarımın geleceğini düşündüm...
Yakıştı mı, bu devletin halkının her şeyini emanet ettiği bir bakana?..
Demez mi bu halk, "Pişmiş kelle gibi sırıtmayı bırak da, işine bak!" diye...