POSTEKİ SALDIRGAN POLİTİKACI KİM?
Türkiye “Zeytin dalı” askeri harekatıyla “Potsdam Konferansı”nın gizli planlarını altüst etti. Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda “Jeostratejik düzenlemelerin” örtülü yüzünü keşfeden Türkiye, süper güçlerin 73 yıllık rüyasını bozdu.
Ortadoğu’nun hangi amaçlarla paylaşılacağını öngören tarihi analiz yazımızı, 8 Mart 2016 tarihinde okurlarımıza duyurmuştum. Dünya haritasında büyük planın yapıldığı 1945 yılının hesaplarını ve buna dair verileri açıklamıştım.
Potsdam Konferansı, İkinci Dünya Savaşının sonunda, Amerika, Rusya ve İngiltere arasında, yeni dünyanın nasıl şekillendirileceği fikri üzerine oturmuştu.
Birleşmiş Milletlerin kurulması ve veto hakkının kullanılması, Postdam ve Yalta Konferanslarında kararlaştırılmıştı. Konferansın sinsice hazırlanmış özgürlük, demokrasi ve sömürü düzeninin eşitlik prensiplerine bağlanan maddelerine; uzun vadeli “tuzak niyetleri”de yerleştirilmişti.
Potsdam ve Yalta “belgelerinde bugüne ışık tutacak tarihi gizli kayıtlar, Ortadoğu gerçeğinde uç vermiştir.
Dünyanın gelecekteki çatısı, nüfuz bölgeleri ve işgal mıntıklarının krokisi 1945 yılında “Potsdam ve Yalta” konferanslarında, tuzak maddelere yerleştirilmiş olmalı ki, şimdi bu planları, aldatmaca manevralarla gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Amerika ve Rusya’nın Menbiç ve İslip bölgelerindeki varlığı ve bu coğrafyanın diğer alanlarındaki askeri yerleşim birimleri, “Potsdam Planları”nın “kuluçka” dönemi sayılmalıdır.
Süperlerin kafa dokusunda dinler, ırklar, mezhepler, kavimler hepsi bahane..
Potsdam’daki fotoğrafın bir benzeri, geçen yıl Cenevre’den çıktı. Maksat, dünyanın paylaşım haritalarının görüşüldüğü masanın “noksan ayağı”nı monte etmek.. Şimdi bu planla, geleceğin cevher yatağı, altın, urum maddelerinin saklı bulunduğu bu topraklarda, “tilkilerin kuyruklarını” birbirine değdirmeden amaca ulaşmak.. Ama, Türkiye “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” planlamalarıyla, kimseye pabuç bırakacak bir gafletin içine girmedi..
Türkiye’nin uyguladığı “Posteki Siyaseti” tarihe bu dokusuyla yerleştirilmelidir.
Peki, bu “pösteki siyaseti ne demektir?” diye akla gelen soruyu da hemen açalım.
Tarihte, küresel siyasetin bütün kurnazlıklarına en etkili manevraları hazırlayan Sultan Abdülhamid Han olmuştur. Devletlerin belli niteliklerini iyi hesaplayabildiği için onlara daima “Postaki siyaseti” tezgahları kurardı. Düşmanlık tasarlayan ülkelere, içinden çıkamayacakları “çetrefil” işler yükleyip, sonuçsuz şeylerle oyalanmaları için “pösteki” saydırırdı.
Bunun bir de “deliye pösteki saydırmak” gibi bir başka öyküsü vardır. Bunu da bir başka yazımızda anlatırız.
Türkiye üzerine korku pompalayan, iç bölümde taktikleri yaratanlar, hep bu süper güçlerin “Ajan ağızlı” insanlarıdır. Türkiye’nin dünya güvenliği için ileri bir karakol olduğu ve “pösteki siyaseti”nin sağlam tezgahlarına sahip bulunduğu ezelden beri bilinmektedir.
Dünya yüzündeki dış politikaların geçmişine iyi bakarsanız geleceğin ayarlarını usulüne uygun uyarlayabilirsiniz.