RAHMET VE SAYGIYLA ANIYORUZ(1)
Süleyman DEMİREL, TRAKYA GRUBU Genel Başkanı Faruk KORÇA’yı Güniz Sokak’taki evinin kapısında karşılarken
Cumhuriyet tarihimizde ülkemizin yönetiminde bulunmuş çok sayıda cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar geldi, geçti. Bunlardan Büyük ATATÜRK başta olmak üzere birkaçı unutulmadı. Bunlardan biri de, Milletimizin “BABA” dediği, ATATÜRK İnkılâplarına ve Cumhuriyet Reformlarına bağlı, gerçek demokratik lider olan Süleyman DEMİREL’dir.
17 Haziran ise merhum Süleyman DEMİREL’in ölüm yıldönümü idi.
Süleyman DEMİREL’den söz edilince akla imar ve bayındırlık hizmetleri, ihtilâller ve DEMİREL’e mahsus ders verici fıkralar gelir. Altı defa gidip, yedi defa gelen tek lider. On yıl başbakanlık, yedi yıl cumhurbaşkanlığı yaptı. Yarım asırdan fazla siyaset yaptı. Vefatına kadar siyasette kaldı ve memleket meselelerinden hiç kopmadı.
Sevincini, acısını, öfkesini kontrol edebilen, çok sabırlı bir liderdi.
Gazeteciler hasta yatağında Süleyman DEMİREL’e sordular:
-”Beyefendi kendinizi hiç yormadan Memleketin durumunu iki kelime ile anlatır mısınız?”
Rahmetli DEMİREL’in ilk kelimesi: “İYİ” .
Başını yukarı kaldırıp ikinci kelimesi: “DEĞİL”.
Mekânı cennet olsun. DEMİREL’den birkaç fıkra gibi gerçek anekdot.
DEMİREL D:Y:P.’sini kurunca kendine muhalif olan bazı siyasetçilerin partiye katılması üzerine çalışma arkadaşları DEMİREL’e sorarlar:
-“Yıllardır size küfreden bu kişileri neden partiye aldınız, Sayın Genel Başkan?”
DEMİREL’in cevabı:
-“Yıllardır karşımızda bize bağırıyorlardı. Şimdi bizim kapıya bağladık, karşımızdakilere küfrediyorlar.”
DEMİREL ile ECEVİT yıllarca hasım olup birbirlerine selam bile vermedikleri halde bir toplantıya birlikte katılınca gazeteciler sormuşlar.
-“Sayın Başbakan, toplantıda ECEVİT elinizi sıkmış. Doğru mudur ?”
-“Bu da sorulacak soru mu? Tabii ki elimi sıktı.”
Deyince herkesi güldürmüş.
DEMİREL’e olmadık sözler sarf eden, ailesine aleni çirkin iftiralarda bulunan ve Cumhurbaşkanı olduğunda tebrik için gelen bir siyasetçinin kabul edilmeyişinin nedeninin sorulması üzerine DEMİREL:
-“Burası CUMHURBAŞKANLIĞI, yolgeçen hanı değil.”
Mesleki ve siyasi maksatla Ankara’ya her gidişimde Süleyman DEMİREL’in evini ziyaret eder, çayını içer, onunla sohbetten büyük bir keyif alırdım. Sohbetin sonunu mutlaka güzel bir söz ve fıkra ile bitirirdi.
Günde onsekiz saat çalışır, bu mesainin iki saatini kendisini ziyarete gelen misafirlerine ayırırdı. En yoğun işleri arasında bile onları kapıda karşılar ve kapıda uğurlardı. Mütevazı, samimi ve çok kibar bir liderdi.
İster ünlü bir insan, ister sade bir vatandaş olsun, her insana aynı nezaketi gösterir ve misafirleri ile çektirdiği fotoğrafları imzalardı.
Olağanüstü bir zekâya sahipti. DEMİREL bu nedenle kendisi ile tanışanları hiç unutmazdı. Tanıştığı insanlara yıllar sonra bile tekrar ismi ile hitap ederdi.
TRAKYA GRUBU’nun yasaklı olduğu günlerinde Süleyman DEMİREL’i Güniz Sokak’taki evindeki ziyareti
Mustafa KALEMLİ- T.B.M.M eski Başkanı, Süleyman DEMİREL, Faruk KORÇA-TRAKYA GRUBU Gnl. Bşk. ve TRAKYA GRUBU üyeleri
DEMİREL’in anlattığı fıkralar ve söylediği güzel sözleri hiç unutmadım.
TRAKYA GRUBU olarak Süleyman DEMİREL’i ziyarete gittiğimizdeki sohbetimizde sordum.
-“Sayın Başbakanım, partinizden ve diğer partilerden istifa edenler yeni partiler kuruyor ve iktidara geleceklerini iddia ediyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bu aleyhinizde konuşan insanlara kızıyor musunuz?”
Süleyman DEMİREL bir fıkra ile cevap verdi ve bizi çok güldürdü:
-“Yahudi oğluna kendi elbisesini giydirmiş ve sonra karşısına geçip bakmış. Pek beğenmiş ve şöyle demiş:”
-“Vay be bizim oğlan ne kadar da çabuk büyümüş.”
Darbe dönemi. Demokrasinin askıya alındığı yıllar. DEMİREL’in siyaset sevdası eksik olmuyor. Güniz sokakta DEMİREL ile sohbetteyiz. Ders çıkartılacak darbeli fıkralar ve anekdotlar…
“İhtilal sonrası ihtilâli yapan komite ülkeyi nasıl yöneteceğini bilemeyince, bir bilene danışmışlar. Bir bilen başının derde girmemesi için “Ben size bir fıkra anlatayım” demiş. Bir bilen biraz müstehcen, ama ders verici şu fıkrayı anlatmış:
Bir aile trafik kazası geçirmiş. Baba vefat etmiş. Çocuk can çekişiyor.
Çok güzel bir kadın olan anne çocuğunu doktora götürmüş. Doktor çocuğa göz ucu ile baktıktan sonra, güzel kadına dönüp: “Soyununuz.” demiş. Kadın soyunduktan sonra, doktor da soyununca çocuğun annesi: “Yanlışınız var, hasta be değilim. Çocuğumun halini görmediniz mi?” deyince doktor şöyle cevap vermiş: “Çocuk sizin hatanızdan bu hale geldi. Bu çocuk adam olmaz. En kolay yol bu çocuğun yenisini yapmak tek çaredir.”
(Devam edecek)