RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Rogar kapakları

İnsanların kutsalı olduğu gibi milletlerin de kutsalları olur. Bu kutsala saygı beklenir. Dine dair kutsallar olduğu gibi millete ait milli kutsalları da hesaba katmak gerekir. Daha önce birkaç kez gündeme gelen rogar kapakları şimdi sanal medyada da konu ediliyor. Rogar kapakları derhal değiştirilmelidir. PTT emeklilerinin ahde vefa adlı face sayfasında bu meseleye dair mesajlar dolaşıyor.

Xxxx

Sayın Cumhurbaşkanı bazı uluslararası toplantılarda yeterli saygı görmeyen yerlerde bayrağı alıp, katlayıp cebine koyuyor. Bu davranış milletten büyük takdir  topluyor. Doğru davranış da budur. Her bayrak temsil ettiği milletin kutsalıdır. Ama sayın Cumhurbaşkanının İstanbul Belediye Başkanı olduğu günlerden beri süregelen bir olay var. İSKİ’nin ve İstanbul’un simgesi, amblemi, arması, rozeti olarak kullanılan dört minare resmi her yerde kullanılıyor.
Sadece dört minare değil mesele, o minareler dini bütün bir tasarımcı tarafından öylesine yapılmış ki, adeta Allah lafzını andırıyor. Böylesine değerli bir çalışma bir çok yerde kullanılıyor. Güzel bir amblem. Ama kullanıldığı yerler o kadar güzel değil.

Xxxx

Ömer Nasuhi Bilmen’in Istılahat ı Fıkhıyye Lügatı’nda kutsal şeyleri gibi onları temsil eden şeyler de kutsaldır çıkarımı var. Yani cami kutsal ise cami resmi de, Allah kutsaldır, onu andıran, akla getiren simge de kutsaldır. Böyle olunca Allah lafzını andıran İSKİ amblemi de kutsal sayılmalıdır. Gel gelelim ki İstanbul halkının günlük defiyatının aktığı rogarlara kapak olmuş bu amblem. Sadece bu değil, aynı zamanda her yerde ve her zeminde rastlanan bu kapaklara insanlar basıp geçiyor.
Düşünmek bile ızdırap verici. Halkının kahir ekseriyetinin Müslüman olduğu bir memlekette, idarecilerinin tamamının dindar olmayı bir oy sebebi olarak sunduğu bir ülkede Allah lafzına benzetilmiş dört minare sembolü, arması ayaklar altında. İnsanın havsalası almıyor vahameti.

Xxxx

Bir de olaya başka taraftan bakmak gerek. Bu amblemi sol iktidarların bir belediye başkanı ve İSKİ müdürü yaptırmış olsaydı, Aytekin Kotil, Nurettin Sözen, Ahmet İsvan başkanlıkları döneminde yapılmış olsaydı, şu anda çok güçlenen dindar kesimin gazeteleri neler yazarlardı diye bir düşünmeyi deneyiniz.
İktidarlar değişince kutsallar değişiyorsa, iktidara göre değer yargıları varsa, doğrunun ve yanlışın içi iktidarın rengine göre dolduruluyor ya da boşaltılıyorsa vay o milletin başına. 
Böyle yapmak yerine, herkesin yanlış yapabileceğini kabul ederek, dindar insanların iyi niyetle yaptığı bir çok işin hayırsızlığa alet olduğu görüldüğünde, ona sahip çıkmak yerine bir an evvel izale edilmesi daha akıllıcadır. Yanlışı savunmak akla ziyandır.

Xxxx

Çoğu vatandaş işin farkında bile değil. Adam yürüyüp gidiyor. Tek tek bastığı yere dikkat edecek değil ya. Caddelerde, sokaklarda o rogar kapakları ve dört minareli amblem ayaklar altında çiğneniyor. Bunun manevi bir vebali varsa, o tasarımı sevap kazanmak için yapan tasarımcıdan, o rogar kapağını oraya koyana kadar, emeği ve yetkisi bulunan herkes yandığını, yanacağını bilmeli. Manevi bir vebali olduğunu düşünmeyenler de ayaklar altında çiğnenen resmin babalarının resmi olduğunu bir düşünmelerini tavsiye etmekte yarar var. Ya da kendilerinde kutsal sayılan bir şey odluğunu düşünsünler.

Xxxx

İnatlaşmadan, önemsizleştirmeden, başkalarının kutsallarının kutsal olmadığını iddia etmeden bu rogar kapaklarının değiştirilmesi acil bir konudur. O söz konusu İSKİ amblemi, arması, sembolü yine kullanılsın. Güzel bir çalışma. Ama yerde, zeminde, ayak altında, kabalizasyon kapaklarında değil.
‘Bizim yaptığımız her şey dorudur’ mantığından uzaklaşmak  şart. Her siyasi hareket içinde her türlü insanı da, düşünceyi de, değerliyi de, değersizi de barındırır. Yanlışı da, doğruyu da yapar. Fazilet yanlış yapıldığında o yanlıştan vaz geçmektir. Fazilet saplantısız olmaktır. Değişime ve gelişmeye açık olmaktır. Siyaset hatasız olmaz. Siyasetçi günahsız olmaz. Ama yanlışta ısrar etmek erdem değildir.

 

 

<