CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

RUKİYE BİR TAS SU VER

Akşamı kıldım, içim geçmiş, uyuya kalmışım. Bir müddet sonra gözümü açtım ki , ezan okunuyor. Ezanın makamı bana biraz değişik geldi;

-  Olacak iş değil; bizim imam şaşırmış olmalı.   Sabah vaktinde   ezan  uşşak makamında değil saba  makamında okunur !     Uşşak yatsı ezanının makamıdır,   dedim kendi kendime. Fırlayıp saate baktım. Saat tik  tok,  tik  tok  sayarak bana   güldü;

-Uyuya kalmışsın emice , okunan sabah değil  yatsı ezanıdır, kalk , dedi.

 Tabi bozuldum. Günahım az , bir de müezzinin günahını almıştım.

Kalktım abdest tazeleyip yatsıyı eda ettim. 

Akşam patates yemiş susamıştım. İçim, bağrım yanıyordu .  İçeriye  seslendim; 

-Rukiye  bana bir tas su ver, dedim. 

İçeriden ses gelmeyince kalkıp kendi suyumu kendim içtim.  

Bugün , bir kaç market gezmiş, sebze meyve  fiyatlarını kontrol etmiştim. Fiyatların şaha kalkıp, rakamların bir nebze yerinden oynamadığını üzülerek görmüştüm.   

Bir kaç dar gelirli yaşlı kişilere rastlayıp onlara kulak verip, gözlerimi  açmıştım.  

Emektar ve emekçi halk, emeklisiyle, işçisiyle , işsiziyle, çoluk çocuğuyla  isyanları oynuyordu. 

Eski zaman filesine bir kaç domates, biber ,soğan koymuş cılız  bir eski zaman hanımefendisi, beli bükülmüş, dura kalka, ağır ağır  yürüyordu.

Haber vereyim,  dikkate alınacaksa;   artık televizyon seyretmiyor, gazete okumuyorum.  

Gönlüm kırık, yalanlardan bıktım. Hani  her şey güzel olacaktı. Hayat  ucuzlayacaktı ! Otobüslere, dolmuşlara , yemeye içmeye zam gelmeyecekti.

Elde kaldı  bir  Cumhurbaşkanı...  

Eskilerin dediği üzere verdiğiniz  halk, sözünü senet kabul ediyor, pazardaki yangını söndüreceğini  umut ediyor. 

Statükocu muhalefet  Atatürk’ü , iktidar  gölgesinde rant arayan taife  sayın Lideri  istismar etmeye kalkışsa da, gerçek gün gibi apaçık meydandadır. Halk diyor ki; 

-Sayın Başkan, ülkede hayat pahalılığı, işsizlik vardır.  Tercihlerini memleketten yana değil ,  dolardan yana kullananlara dur ,deyiniz

Halk , gözlerimiz yolda , ellerimiz bölümüzde kalmasın, diyor. 

Bugünkü market denetimimde (!) stokta filizlenmiş zehirli patateslerin halka arz edildiğini  görmüş, zehirsizlerden bir miktar almıştım.

Akşam patates pişirmiştim..

Şimdi ağzım teneke gibi. Patatesten olmasın.  Gene susadım. İçeriye seslenip tam;

-Rukiye bana bir tas su ver, diyecektim ki vazgeçtim; Rukiye diye  biri yoktu. Akşam yediğim patateslerin arasına filizlenmiş bir patates karışmış olabilir, zihnim bana oyun oynuyor olabilirdi. 

Belki de  zehirlenmiştim !

Kalktım ,elektriğin düğmesine dokundum. Gündüz yapmış olduğum icraatlardan, suizanlardan dolayı Allah’tan  af ve mağfiret diledim. Sabah dinlenmiş olarak  kalkmak umuduyla gözlerimi kapadım...    

<