Sadakat
Sadakat bir çoğul kelime. Sadık olmanın çoğulu. İnsana ait bir hususiyettir. Ama köpekleri de
çok sadık bir hayvan olduğu hep mecaz olarak kullanılır. Köpek insani maanada değil elbette
ama hakikatte sadık tutum sergiler. Ona bir lokma yiyecek vereni yıllar geçse de, uzun yıllar
ayrı kalsa da tekrar gördüğünde onu hatırlar ve sadakate kaldığı yerden devam eder. Acaba
insanların birbirine sadakat göstermemesinin temelinde yatan duygu köpeğe benzemek
istememeleri olabilir mi?
Xxxx
İnsan yaratılışında bir ahitte bulundu. Vahiy böyle söylüyor. Rabbimiz ruhları yarattığında
onlara sordu. Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Ruhlar hep birden cevap verdiler. Beli.Bela,
Bala. Evet dediler. Lisan ve şive farkıyla. Ahde vefa buradan gelir. Ahid yapıldı. O ahide,
ahde sadık kalmak gerek. Bunu yapabilenlere sadıklar denildi, Ahde bağlı kalamayanlara da
şaki denildi.
Şaki bölen demektir. Şek kelimesi de oradan gelir. Yarı yarıya bölmek. Şakkül kamer de ayın
ikiye bölünmesidir. İslam medeniyetinin, Hakikat medeniyetinin ana dillerinden Arapça
zengin bir dildir. Bu medeniyetin iki ana dili daha var. Farsça ve Türkçe. Bu diller de
bilinebilirse, kullanılabilirse çok verimli dillerdir. Kelime üretmeye müsait, elverişlidir.
Xxxx
Sadakat, ahid, ayın bölünme mucizesi, reybin ağır hali şek birbirini çağırdı ve onları bir arada
düşündük. Yol kesici şaki de oradan zihnimize hulul etti. Hakikat medeniyetinin böylesine
zengin, münbit, verimli kelimeleri aynı zamanda düşünme ufkunun da sınırsızlığını ifade
eder. Peki bu sınırsız ufuk neden önümüze konulan Batılılaşma engeliyle görülmez hale
getirilmiş.
Ufkumuzu görebilmemiz, kendi kelimelerimizle konuşma ve düşünmemize bağlıdır.
Başkalarının kelimeleriyle konuşanlar kendi dillerini kullanmış olmazlar. Kendi dilini
kullanmayan kendine düşünmez.
Xxxx
Ahde vefanın karşısında hulfül vaad var. Vaadinden dönmek. Vefa bağlılıktır ama bağımlılk
değildir. Ahid geçerli olduğu müddetçe, ümit vermeye devam ettikçe ona bağlı kalınır, vefa
gösterilir. Ümitler suya düşünce, ahid artık geçersiz olur. Vefa gösterme hali, saplanıp
kalmaya dönüşür. İşin başı ümit.
İkili ilişkilerde sadakatin devam etmesi, ümidin devam etmesine bağlıdır. Kişiler birbirine bir
şey vaad etmiyorsa, beklenti yaratamıyorsa, var olan beklentilerin gerçekleşme ihtimali
sıfırlanmışsa sadık kalma o ikiliye veda eder.
İkili ilişkilerin, arkadaşlıkların, evliliklerin bitmesinin ana sebebi ümit yaratamamaktır.
Beklenti oluşturamamaktır. İki insanın birbirinden beklentisi, umudu, kalmamışsa o ilişkiyi
kimse ayakta tutamaz. Kimse kimseye sadık kalmaz. O zaman elestü ahidi bile şak ediliyorsa,
nikeah ahidi elbette şak edilir. Boşanma, talak denilen olay durup dururken meydana gelmez.
Xxxx
Önce iki taraf karşısındakini ölçer-biçer, doluya koyar, boşa koyar, duruma bakar. Ümit ettiği
şeyler varsa ve bunların gerçekleşme ihtimali varsa sadık davranmaya devam eder. Ahde vefa
da gösterir, sadakatini de sürdürür. Ümitler kararmış, gerçekleşme ihtimali gölgelenmişse
sadakat adım adım bozulur.
Vefa bir iyiliği, güzelliği hiç unutmadan, onu hep hatırda tutarak hürmet göstermektir. Sadık
kalmak, sadakat süren bir davranış biçimidir. Her aykırı hareketle kesile bilen bir süreç.
Xxxx
Sadıklar sadığı, sıdıklar sıddıkı Ebubekir hazretlerinin (Allah ondan razı olsun) Hazreti
Peygambere sadakatını hatırlayalım. Bir sabah meydana çıktığında müşrikler Muhammed’i
(Ona salat ve selam olsun) çekiştiriyorlar. Göğe çıkmışta Mescidi Nebvi’den Mescid i Aksaya
gitmişte, yedi kat gökleri dolaşmış da diye alaya alıyorlar. Söyle bakalım Ebubekir bu hale
sen ne diyeceksin?
Ebubekir,
-Bunları siz onun ağzından duydunuz mu, kendisi aynen böyle mi söyledi.
-Evet, aynen böyle anlatıyor.
-O halde doğru söylüyor. O söylüyorsa muhakkak doğrudur.
Xxxx
Vefa da, sadık olmak da, sadakat da kolay iş değil.