Sağ cenah ideolojisi olan kalıcı parti arıyor
Ankara kulisleri yeni seçim kanunundaki değişiklikleri tartışıyor.
Kulislere göre; daraltılmış bölge uygulaması ve barajın düşürülmesi ancak yine de bölgesel olması gibi bir uygulama üzerinde çalışıldığı konuşuluyor.
Oysa daraltılmış bölge tartışmaları 2014 yılında da gündeme gelmiş ama daha sonra rafa kaldırılmıştı.
Şimdi tartışma hangi sistem AKP’yi iktidarda tutar
1-)Dar Bölge sisteminde Türkiye, seçilecek milletvekili sayısı kadar 'Seçim Bölgesi'ne ayrılır ve her bölgeden bir milletvekili seçilir. İlk turda en fazla oy alan, iki turlu olduğunda da ilk turda yüzde 51 alan veya ikinci turda en fazla oy alan seçilir.
2_)Daraltılmış bölge sisteminde ise, her il 5 milletvekili çıkaracak şekilde seçim çevrelerine ayrılır, ülke düzeyinde en az yüzde 5 oy alan partiler de aldıkları oya göre söz konusu vekillikleri paylaşır.
Bu konuda çalışmalar yoğun…
Muhalefet ise her iki senaryoya karşılık hazırlık yapıyor…
Çünkü aday belirleme yöntemi sil baştan yenilenecek…
Konuşulan ve çözüm aranan bir başka konuda ittifaklara konan baraj…
Son dönemde partiler arasında kurulan Millet İttifakı, Cumhur İttifakı gibi uygulamalar sonucunda seçim barajının fiilen ortadan kalkması karşısında ittifak yapan partilerin en az yüzde 5 oy almaları gerektiği şeklinde bir düzenlemeye gidilebileceği bir başka senaryo..
Dolayısıyla barajın yüzde 5’e düşmesi sonucunda küçük partilerin katıldıkları İttifak aracılığı ile meclise girmesi engellenebilir.
Uzmanlara göre öneriler hayat bulursa, yurt genelinde barajı aşamayan partilerin ittifaklar yoluyla barajı baypas etmelerinin önüne geçilecek.
Deniyor ki;, yurt genelinde barajı yüzde 10’dan yüzde 5’e indirirken bunu daha makul bir seviye gibi takdim edebilirler, ama burada asıl belirleyici nokta ittifak-içi baraj. Bu uygulama, partilerin ulusal barajı aşamadıkları durumlarda milletvekili kazanma imkanını ortadan kaldıracak, meclise tek bir milletvekili bile gönderemez hale gelmelerine yol açacak.
Gündeme getirilen bir başka konu ise “çevre barajı”; yani İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa’da birden fazla, diğer illerde tek olan çevre barajıyla bir partinin milletvekili çıkarması için minimum oy gerekecek. Çevre barajının 1961 seçimlerinde uygulandığı, ardından Anayasa Mahkemesi’nin 1968 yılı kararıyla kaldırıldığı hatırlatılıyor.
Aynı yasa. 12 Eylül’den sonra geri getirildi; 1983, 87 ve 91 seçimlerinde uygulandı ve 1995’te yeniden kaldırıldı.
Yani Türk demokrasisi için çözüm olmadı.
Çevre barajı uygulamasına göre bir ildeki toplam geçerli oy, seçilen milletvekili sayısına bölünüyor. X ilinde 500 bin geçerli oy varsa ve 5 milletvekili seçiliyorsa, çevre barajı 100 bin oluyor ve 99 bin oy alan bir parti o çevre barajını geçemediği için temsil edilemiyor. Yani temsilde adaleti ortadan kaldıran anti demokratik bir yasa..
En azından Türkiye uygulamaları bu sonuçları verdi ve demokrasimiz yara aldı.
Yasa değişikliği bir baskın seçim korkusunu gideriyor. İktidar işin ise bazı sorunlar doğurabilir.
Çünkü yasa bugün çıksa r en erken 2021 Eylül ayında uygulanabilecek.
Bu da muhalefetin toparlanmasına ve iktidarı daha çok yaralamasına neden olabilir.
Çünkü yaralayıcı muhalefet iktidarın içinden geliyor.
Babacan yavaş yavaş ısınmaya başladı. Davutoğlu defterleri tek tek açıyor….
Peki bu değişiklikler, 1946 yılından beri birçok değişiklik geçirmiş olan seçim sisteminde adalet sağlar mı?
Şimdiye kadar bir yararı olmamış. Çünkü Türkiye’de ideolojik partiler varmış gibi görünse de aslında sadece liderler demokrasisi var.
Her sistem değişikliği ideolojiyi kurtarmaya değil lideri kurtarmaya yönelik oluyor…
Türkiye’de siyasal sistem bu nedenle oturmuyor, lider kimse onun günlük çıkarları doğrultusunda siyaset üretiliyor…
Mefta olan siyasi parti liderlerinden sadece ikisinin partisi ayakta onlardan biride suni teneffüsle yaşıyor..
Türkiye’de toplum inanç referanslıma liberal ve özgürlükçü sağ cenahta kalıcı bir parti arıyor…
Şimdiye kadar Demirel ve Menderes dahil bunu başaran lider çıkmadı…’