SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

SAĞIR SULTANIN BİLDİKLERİ..

Günlük konular, peşpeşe sıralanırken bunları, önemine göre bir liste düzenlemesine götürürseniz, yanıltıcı sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.. Diyelim ki, sebze fiyatları zirve yapabiliyor. Ama, yanıltıcı olabilir de..  Birden fiyatların hızı kesilebilir, indirimli tarifeler ortaya çıkabilir. Bu gerçeklik ekonomilerde de yaşanır. Tekstil ürünlerini de bundan farklı düşünemezsiniz.

Ülkemizin, bu değişken sorun zinciri içerisinde en ürkütücüsünü de milletçe sık sık duymaktayız:

“Büyük deprem felaketi İstanbul’a yaklaşıyor!.”

Uzmanlar, bu sözcüğü sıkça tekrarlıyor ve bunun boyutları üzerinde çeşitli yorumlar yapılıyor..

Önceki yazılarımda, konuyu bilimsel verilere dayanarak açıklamıştım. Yakın günlerin önceliği haline gelen deprem sorununu, dünyanın en yetkili Türk kimlikli uzmanının düşüncelerinden aktarmıştım. İşte, o yazıyı bir kez daha yayınlamanın yararlı olacağını düşündüm. İstanbul’un acınacak halini ortaya koyan yazının önemli bölümleri şöyledir:

  • İstanbul’un depreme açık bir şehir olduğunu, sağır Sultan bile biliyor.
  • Deprem kuşağının hareket noktası, Marmara merkezli alanları kapsıyor.
  • Tarihi dokusuyla, doğal yapısıyla herkesin parmakla göstereceği kadar imrenilen “Dünya Güzeli” İstanbul, ne yazık ki, deprem tehlikelerinin kucağındaki talihsiz bir şehirdir.
  • Aslında ayıplı bir şehirdir.
  • Amerika’da deprem çalışmalarıyla beynelmilel bir uzmanlık kimliği kazanan ve belgesel kitaplarıyla ün toplayan, Mühendisler Odası’nın eski Başkanı Yüksek Mühendis Orhan Pekin, bakın gazetemize neler söylüyor:

“İstanbul’un tepelerine birer acube gibi gökdelenleri dikenlere acilen mani olunmalıdır. Bu yapılar betonarme deprem perdeli gökdelenlerdir. Büyük depremlerde felaket getirecek binalardır.”

  • Uzman Orhan Pekin, deprem esnasında  “deprem perdeli” olan bu binaların çok ağır ve dirençli olduğu için esneklik göstermeyip, sarsıntıyı daha da tetikleyeceğini belirtiyor.

İstanbul’u nasıl bir felaketin beklediğini ilmi verilerek dayanarak açıklayan Orhan Pekin şöyle diyor:

“Türkiye’deki moda olan betonarmeli  gökdelenler, Batıdan gelen bilgisayar programlarıyla hesap edilmektedir. Bizde yapılan binalar, dünyada deprem laboratuvarında test edilen gerçek projelerle tecrübe edilmiş değildir.

  • Bugün Türkiye’de tecrübe edilmemiş bu ağır betonarme gökdelenler işyeri için değil, ikamet için, şehrin  liman olan işyerinde değil, yüksek yerlere, tepelere kurulmaktadır. Ucuz maliyetli gökdelenlerde insanları oturtarak mutsuz bir toplum yaratıyoruz.
  • Müteahhitler, istedikleri yerlerdeki betonarme binaları, kentsel dönüşüm ve depremde yıkılır bahanesiyle tehdit ederek yıkabiliyor. Yeni aygıtlar kullanılarak binalar eski halinden daha sağlam duruma getirilebilir.
  • Tepelere dizilen gökdelenlerle İstanbul’u alay konusu yapmayalım.
  • Efsane şiirlerle tanıtılan şehrin tarihi imar ve estetik görünüşünü turizmin hafızasına tekrar kazandıralım.”

Deprem Uzmanı Orhan Pekin’in gökdelenlerle ilgili açıklamalarına baktıkça, İstanbul’un acınacak hali ortaya çıkıyor.

Eski haliyle, siluetleriyle üzerine tül geçirilmiş büyülü manzaralar şehri İstanbul’u ulusal gururumuz olarak yaşatmalıyız.

<