SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

SAN’ATCI MUTFAK FİKRİNİN ÖNÜNDEDİR..

Ömürleri san’at ve kültüre adanmış insanların yoğun enerjileri, resmin arka tarafında gizlidir. Duygular, imbikten süzülen damlalarla bütünleşerek anlamlı bir ifade zenginliğine kavuşur. Büyük ustaların, kaybedilen zamanla yarışı olmaz. Gıdasını hayal kurarak elde eden bir yazarın, düşünce üretmeye odaklandığı günlerde, “kuru ekmekten” haz duyduğunu bilenler bilir..

Yaşamı mekan ve zaman olarak algılayan san’atcıların gözleri bir cetvel kadar keskindir. Gerçek zamanın algılanmasında, temel isteklerin üzerinde, bir pergel kadar açı belirleyici olurlar..

Toplumsal düzenin onarılmasında çivi titizliğiyle hareket ederler. Yükselişe geçen fikirlerini örmek için hüner gösterirken, keşifçi olurlar. Eserleri alkışlanırken arka planda kalmayı tercih ederler. Entelektüel insanlara verilen payelerden hiç yararlanmak istemezler.. Hiçlikle boşluk arasında, bir delikli giysiyi, mükemmel bir kostüm olarak değerlendirirler. Şair Orhan Veli’nin bu konudaki bir şiirini, hayranlıkla benimserler:

“Cep delik, cepten delik.. Kevgir misin be kardeşlik..”

San’atcı, sanat eylemini yerine getirirken, hayal kırıklığını duygularında barındırmak istemez. Uyanık, taşları yerine oturtan gerçekçilik taşır. Bu yöntemleri hayat yolu olarak karşılarken, okuyanın başını döndürecek olayları, en sivri uçları ile göstermeyi görev bilir..

Eserlerinde kenara itilmiş insanları, tesbihe dizer gibi okurlarının önüne çıkarır.. Yokluk içinde, pahalılıkla ve zamlarla boğuşan dar gelirlilerin kocaman yürek taşıdığına inanırlar. Toplumsal yaşamın dengelerini sarsan her aykırılığa saldırırken, öfkelerini esprilerle süslerler..

Gördüklerini, dinlediklerini ve tesbit ettiklerini “küçük kağıtlara” net olarak kaydeden yazarlar, gerektiğinde çamurlu suları bile kazıyıp, içinde veri araştırdıklarını hatırlatalım.

Tüm zamanların en büyük eserlerini hazırlayanların en büyük korkusu günün birinde, “Düşünceden de vergi” alınmasına dair isteklerin uyanmasıdır.

Yazarlar “Gerçek ve ötesi” konusunda, miadı doldurulmuş bir konuma düşmeyi, böyle bir lakapla anılmayı hiç umut etmezler.. Onlar hep umutla yaşar, umut dağıtırlar..

Şayet dünyanın bir yerinde, bir köşesinde günün birinde, “akıldan da vergi” alınacağı haberleri yayılırsa, zihinsel yakımın önüne kim geçebilir?

Yazarlar fikir akımının öncüsüdür.

Düşünce üretirken mantığın üzerine kurulmuş bulunan belleğin sınırlarını, gölge oyunlarına kurban etmeyelim.

Siyasi hayattaki tutarsızlıklara ve falsolara, gerekli dikkatini ayırmayan ve iktidarla  tırmanma yarışına giren partilerde genel görüş şu olmalıdır:

“Kış güneşi aydınlatır ısıtmaz.. ama, san’atcı karakterli insan, hem aydınlatır, hem ısıtır..”

En şaşırtıcı duyguların gizemi San’atcının dokuları içinde gizlidir.. San’atcı, umudu bir dilim kuru ekmekle bile parlatır, öne çıkarır..

<