ŞANS mı ALTAY mı YOKSA KÖTÜ HOCALIK mı?
Çetin bir kapışma bekliyordu bizleri. Ligin yeni ve sürpriz ekibi özellikle ön bölgede güçlü ayaklara sahipti. Ömer hoca 33'lük Diouf'un arkasına 24.67 yaş ortalamalı Selim-Adama-Boupendza üçlüsünü koymuştu hem ikinci hem de üçüncü bölgelerde etkili olmak için. Fenerbahçe böylesine bir deplasmana Pelkas'sız başlıyordu mecburen. Eldeki kadronun en doğrusu sahadaydı. Mesut kulübede Erol hocanın hamle kartlarının ilki olarak beklemedeydi. Hatayspor oyuna biraz çekingen başlamış, Fenerbahçe de sol tarafa ağırlık vermişti. Sonra karşılıklı ataklar başladı.
Boupendza iki önemli pozisyondan yararlanamadı. ilkinde vuramadı. Sol ayaklı bir oyuncu olarak top sol ayağındayken çalım atma sevdasına düşmeden şut atmayı deneseydi Altay’ın kalesi tehlike yaşaabilirdi. İkincisinde de uygun pozisyonda meşin yuvarlağı göklere yollladı. Oysa ki bu okazyonda da topa hakimiyetini sol ayağıyla sağlamıştı ama kısmeti kapanmıştı belliki. Bu iki pozisyon arasında da Fenerbahçe'nin golü geldi. O ana kadar hiç kullanılmayan sağ kanattan ilk defa gelen sarı lacivertliler, Bright'ın ortasında Thiam’la öne geçtiler. Arkasından Popov'un müthiş şutuna Altay'ın tam zamanında gelen refleksini gördük. Geç açılan Hatay’ın hakimiyetinde giden oyun son düdükle araya gittiğinde skorboard’da Fenerbahçe’nin tek farklı üstünlüğü vardı.
EROL HOCA’yı HAYRETLER İÇERSİNDE İZLEDİM!
Eminim ki sizler de Bulut’un kenarda benim gibi doğru aksiyon almadan maçı bitirmesini, gerekli müdahaleyi yapmamasını, Gustavo’nun çıkışından sonra orta saha kurgusuna bir taktiksel dokunuş gerçekleştirmemesini hayretler içinde izlediniz. Elbette Pelkas’ın üstüne Gustavo’nun sakatlanması ekstra bir durumdu ama beş oyuncu değiştirme hakkı varken, hocanın bu hakkını optimum düzeyde kullanmaması hiç ama hiç yakışmadı Erol Bulut’a.
Oyuna başlarken Erol hoca, bir forvet; Thiam, ve iki kanat; Valencia – Bright, doğru kararlar vermişti. Ancak Gustavo sakatlanınca ikinci yarıya Samatta ile başlayınca takımın direnci düştü. Üstelik hem Ozan’ın hem de Mert’in hiç beklenmeyen düşük performansları Fenerbahçe’yi bir kaç level aşağıya indirdi. Samatta-Cisse oyuna girip Enner dışarı alınınca sazı zaten eline almış olan Hatayspor sanki bir ikinci lig ekibiyle hazırlık maçı yaparçasına oyunu tek kaleye çevirdi. Sonra Thiam çıkıp Mesut ilk kez sahne aldığında ev sahibi Fenerbahçe ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaya devam ediyordu. Fenerbahçe bunaldıkça bunalıyor, Hatayspor golleri kaçırdıkça kaçırmaya devam ediyordu. Erol hoca da adeta bir seyirci gibi izliyordu Altay’ın kaç gollük şutu çıkardığını inanın sayamadım. Üstelik avuta giden vuruşlarda vardı Altay’ın erişemediği.
Mesut’la beraber tam 18 dakika Cisse-Mesut-Samatta üçlüsüyle oynaren Fenerbahçe orta alanı tamamen kaybetmiş, 8 oyuncusuyla kalesini savunur hale gelmiş fakat her ne hikmetse Erol hoca Cisse-Samatta ikilisinden birisini çıkarıp Sadık veya Novak’ı sol arkaya alıp, Caner’i sol öne koymayı akıl edememişti. Bu inanılmaz bir teknik adam hatası ve yanlış oyun okuma yorumuydu bence. Böylesine sıkışık anlarda bir oyuncu değiştirme hakkı daha olan Erol Bulut’un, Caner’le orta sahayı toparlayabilecek değişikliği yapmaması hocanın hypnotize olmasındandı sanırım. Fenerbahçe Altay’ın olağanüstü çabasıyla ve kelimenin tam manasıyla futbol şansıyla aldı bu karşılaşmayı. Erol Bulut çok kötü bir teknik adam portresi çizdi. Hatayspor’a hakikaten yazık oldu. Hiç hak etmedikleri bir mağlubiyet aldılar. Ömer hoca iyi bir mühendislikle hırslı bir takım oluşturmuş. Puan alamasalarda tebrikler onların hakkı sonuna kadar.
Gecenin Notu: Boupendza hakikaten çok iyi bir golcü. İlk yarıda iki pozisyonda başarısızdı ancak ikinci devrede Altay’ı bayağı yordu. Altay’ın ayakları, kolları, elleri genç golcüye geçit vermezken, bir vuruşuna da direk engel oldu. Bu arada Ozan’ın yaptığı tek olumlu ve hayati hareket Kamara’nın vuruşunda topu çizginin önünde içeri girmeden çevirmesiydi.