RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Sarih-sarahaten

Bazı kelimeler unutuluyor. Okunan yeni eserlerde kullanılmayan kelimeler zaman inde unutuluyor. Geçtiğimiz günlerde bir eser okudum ve orada gördüm sarih kelimesini. İlk anda tashih etmeye kalkıştım.Sonra kelimeyi hatırladım. Açık anlamındaki bir kelimeydi. Sonra öteki kelimeyi hatırladım. Sarahaten. O da açık olarak anlamında. Eskiden okuduğum eserlerde bu kelimeler sıkça kullanılırdı ve anlamı da bilinirdi. Hayret ettim. Nasıl da lisanımız kendilinden değişime uğruyordu. Milletlerin kullandığı diller yaşayan bir canlıdır, doğar, büyür ve değişirdi elbette. Günün birinde de ölür. Tarihin derinliklerine bakıldığında yüzlerce ölü diller var.
Bu iki kelime daha önce çok iyi bildiğim, tanıdığım iken bugün ilk anda tashih etmeye kalktığım hale gelmişler. Sebep belli. Okuduğum yeni eserlerde yazarlar bu kelimeleri kullanmamışlardı. O halde kelimelerimizi belli zaman aralıklarında kullanmak bir vazife oluyor.

Xxxx

Kimi zaman da çok kullanılan kelimelerin nasıl da bir başka anlamı olduğu, ama o anlamına kimsenin dikkat etmediğini görüyorum. Komşum nalburun adı Yüksel. Bir anda zihnimde yeni anlamlar uyandı. Şiirlerde bile kullanılmış yüksel ki yerin bu yerler değil diye mısralaşan bu kelimenin bir başka anlamı, ama kimse tarafından bilinmeyen ve düşünülmeyen anlamıyla karşı karşıya kaldım. Parasal dediğimizde nasıl para ile ilgili şeyler akla gelirse yüksel dediğimizde de yük ile ilgili şeyler akla gelmeli değil mi? Bu iki kelime de, Türkçe’ye yeni kelime üretme, tarzına uygundur.
Yüksel, yüke dair, yükle ilgili anlamında zihnime doluverdi. Ama kimse şimdilerde bu anlamıyla düşünmüyor. Zaman nehrinin neresinde ne hale gelir bu kelimeler bilmiyorum.

Xxxx

Çok yakın bir zamandan beri de sevgili kelimesi dikkatimi ziyadesiyle çekiyor. Birkaç  kere konu etmeye çalıştım ama okuyanların yorumlarını görünce çok da iyi anlatamamış olduğumu fark ettim.
Bir kere daha deneyeyim.
Bahçesi olan eve bahçeli ev denir. Parası olan adama paralı adam denir, borcu olan adama da borçlu dendiği gibi daha yüzlerce benzeri kelime sayılabilir. Bu usule göre sevgili dediğimizde sevgisi olan demiş oluyoruz. Sevgili kimdir? Sevgisi olan. Ama tüm bu kelimeyi kullananlarımız sevgiliyi sevdikleri kişi için kullanıyorlar.
İki kişi, karşı cinsten iki kişinin durumuyla meseleyi açıklamaya, izah etmeye, sarih hale getirmeye çalışalım.
Ali ile Ayla olsun bu iki kişi. Ali Aylin’i seviyor, ama Ayla Ali’yi sevmiyor. Duygusal bir yaklaşımı ve kabulü yok. Bu durumda Ali Ayla’nın sevgilisidir. Ayla ona sevgilim derse doğru bir sıfat kullanmış olur. Ali de Ayla’ya sevdiğim derse mesele yok. Yani tekrar söyleyelim. Ali içinde Ayla’ya karşı bir sevgi barındırdığı için Ayla’nın sevgilisidir. Fakat Ayla içinde Ali’ye karşı bir sevgi barındırmadığı için Ali, Ayla’nın sevgilim derse yanlış olur. Çünki Ayla içinde sevgi olmayan ama sevilendir. Bu yüzden Ali Ayla’ya ancak sevdiğim derse doğru sıfatı kullanmış olur.
İkisi de birbirini seviyorsa, ikisi de birbirinin hem sevgilisi hem de sevdiği olur.
Xxxx


Manevi alana aktardığımızda. En sevgili Hazreti Peygamberimizdir. Çünki o ümmetinin her ferdini seviyor. İçinde her biri için sevgi var. Onun için mahşer yerinde herkes nefsi nefsi derken o ümmeti ümmeti diyecek diye rivayetler bize kadar gelmiştir. Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem gönlünde ümmetinin her ferdi hakkında sevgi sahibi olduğu için o sevgililerin en sevgilisidir.

Xxxx

Kim Allah’ı seviyorsa Muhammed Aleyhiselamı da seviyordur. Burada bir soru soralım ve akılı olanlar akıl etsinler, düşünsünler, beyin faaliyetinde bulunsunlar. Allahü Teala yarattığı her kulunu, her eserini, her var ettiğini sever. Onlara çok lütufkeardır. Hayatlarını devam ettirsinler diye onlara lazım olan her nimeti verir. Ama Allah’ın en çok sevdiği Habibim dediği kişi Hazreti Muhammed Aleyjisselamdır. Ondan sonra sevdiği ise halife olarak yarattığı insandır. En sevgili Allah mı, Hazreti Peygamber mi? Acaba bu konuda doğru düşünüyor ve doğru ifade ediyor muyuz?

<