Seçenek partileri
Parlamenter demokrasi uygulaması Türkiye Cumhuriyetini kuranların tercihidir. 1946 yılında Demokrat Partinin kurulması ve seçimlere katılması önceki iktidarın fefakearlığıdır. Daha önce de Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan başka fırkalar kurulmuş, ama fedakearlık gerektirdiği görüldüğünde birer suni olay ile partiler kapatılmıştır. Muhalefetsiz demokrasi olmaz kaidesiyle, kaçınılmaz olarak Demokrat Parti’nin seçime girmesine göğüs gerilmiş ve zaten bir dönem sonra da iktidara hasret kalınmıştır.
Xxxx
Yarım asrı aşan bir süre iktidar muhalefet partileri konuşulmuş, onlarla muhatap olunmuştur. Ama artık bir anlayış değişikliğine buna paralel olarak da isim değiştirmeye ihtiyaç vardır. Muhalefet kelimesi istenmeyen kişi ve kuruluş anlamını yüklendiğinden beri, iktidara gelemeyen partilere muhalefet partisi denilmesinden yana değilim.
Xxxx
Bir dernekte kağıt üzerinde yönetim kurulu belirleniyordu. İki yıllığına keağıda başka başka isimler sıralanıyordu. Orada yetkili olduğumda, ya da haddimi aşarak bir takım yetkileri kullandığımda, gelecek seçimde oy kullanılsın dedim. Ama derneğe kimlerin üye olduğu belli değildi. Bir şekilde ismi geçen kişileri hazirun cetveline yazarak seçmen listesi oluşturdum. Seçim yapıldı 31 oy alan tek liste seçimle işbaşına gelmiş oldu.
Seçim yapılınca üyelerin ilgisi arttı. Oy vermeye davet edilmek insanların hoşuna gitti. Adamdan sayıldıkların gördüler. Sonraki seçime çok daha fazla katılım oldu. Bu defa iki liste vardı ve 85 oy alan liste seçimi kazandı.
Üçüncü seçimde ciddi olaylar yaşandı. Kuruluşundan beri yönetimi elinde bulunduranlar saatlerce konuşma yaptılar ve derneklerinin ellerinden alınmak istendiğini ileri sürerek oy istediler.
Günün siyasi iklimine göre karşılarında olanları Milliyetçilikle, Ergenekonculukla itham ettiler.
Son seçimde ise yine seçimi kaybetme tehlikesi karşısında saatlerce dil döktüler ve muhalefeti fitne olarak ilan ettiler ama bu defa aynı kişileri Paralelci olarak ilan ettiler. Çünki siyasi iklim buna uygundu.
Xxxx
Yönetime talip olan yenilere, fitne gözüyle bakanlarla parlamenter demokrasi uygulanamazdı elbette.
Kişisel alanda da adım muhalife çıkmıştı. Muhalif demek huysuz, uzlaşılmaz, işbirliğine yanaşmaz anlamları kazanmıştı. O halde iktidarı elinde bulunduranların dışında kalan ama her an iktidara talip olan kurum ve kuruluşlara muhalif, muhalefet denilmesinden vaz geçilmek gerekiyor. O halde ne denilmeli?
Seçenek denilmeli. İktidardakilerin dışında kalan ve iktidara talip olan kurum ve kuruluşlara seçenek demek gerekiyor. İktidar partisi ve seçenek partisi demek daha doğru anlam ifade etmektedir.
Xxxx
Bazı işleri eleştiren, tenkit eden, ben daha iyisini yaparım iddiasındaki insanlara da muhalif demek yerine seçenek demek daha doğru olacaktır. Seçenek kişiler, seçenek partiler, seçenek gıruplar tabirleri günümüz anlamlandırmasına daha münasip düşüyor.
Xxxx
Bir de münekkitliği meslek edinmiş ustalar vardır. Onlar tenkit ettikleri şeyi daha iyisiyle ben yaparım iddiasında değillerdir. Ama daha iyisinin yapılması için eksikleri ve tercihleri ifade ederler. Münekkidlere de muhalif demek asla doğru değildir. Bu edebiyatta, sanatta bir tarzdır. Hiçbir münekkit, sen yapamıyorsun, bırak, ben daha iyisini yaparım demez. Münekkidin amacı iş yapanların denetim altında olduklarını bilerek daha nitelikli iş yapmalarını sağlamaktır.
Xxxx
Bazı cahil ama okumuş dostlarım var. Hak etmedikleri şöhrete sahipler. Yaptıkları işler de hiçbir münekkdin süzgecinden geçmediği için kendilerince her defasında ‘iyi bir purogram oldu’ şeklinde değerlendiriliyor. Kendinizi aldatırsınız. Bana zarar veriyor musunuz? Evet. Beni herkese muhalif, itirazcı, uzlaşılmaz kişi olarak tanıttığınız için olmam gereken bir çok yerde olmamı engelliyorsunuz. Allah’a havale ediyorum.