CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

SEÇİM

Sevgili dostlar, şimdi bu yazım yayımlandığında ülkemizde genel seçimler çoktan yapılmış olacak. Ancak;  yoğun iş temposu nedeniyle yazılarımı yalnızca haftada 1 gün ( Salı Günü ) yazabiliyorum ve bir önceki  haftanın Cumartesi veya Pazar Günü yazımı hazırlayarak gazeteme gönderiyorum. Yani bu yazımı kaleme aldığımda ( 23.Haziran.2018 Cumartesi ) henüz seçim başlamamıştı bile..

            Yani henüz güncel…

            Ülkemizde ilk seçimler olarak tarihe geçen 1876 yılında  Meclis-i Mebusan’da görev alacak milletvekillerinin seçiminden bu yana aradan tam 135 yıl geçti.

            Demokrasinin en vazgeçilmez  temel ilkesi olan seçme ve seçilmeyle ilgili süreç böylece demokrasiyle yönetilen bütün uygar ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de devreye girmiş oldu.

M.Ö. 450 yıllarında zamanın büyük düşünürleri olarak tanınan Socrates ( M.Ö. 469 -  M.Ö. 399 ), Aristo ( M.Ö. 384 – M.Ö. 322 ) ve Eflatun’un ( M.Ö. 427 – M.Ö. 347 ) kendi düşünceleriyle yön vermeleri, şehir devletlerinde yönetim sisteminin gelişmesinde rol oynadı. Bunun sonucunda halk meclisinde erkeklere oy kullanma ve konuşma hakkının tanınması, insanların seçmeyle ilgili demokratik hak ve yetkilerini kullanmasının ilk verileri olarak kabul edilebilir

            Değerli okurlar, yönetilenlerin kendilerini yönetmek için talip olanlara verdiği yetkinin yasal belgesi olan seçimler, demokratik hak kullanımının en belirgin uygulaması olmakla  insanlara kendi tercihlerinin sonucunu sunmaktadır.

            Özgür bir ülkede hür iradenin ortaya konmasıyla şekillenen seçimler ister yerel isterse genel olsun, yine o ülkede bulunan insanların yaşantılarını derinden etkilemesi bakımından büyük önem arz etmektedir.

Kaçınılmaz bir şekilde  bilgi, kültür ve deneyimlerini harmanlayarak tercihini sandığa yansıtan seçmenin kendi kaderini belirlemek için attığı adım,  yansımaları doğrudan kendisine dönecek olan bir rizikoyu da beraberinde taşımaktadır.

Verilerin objektif olarak ele alınıp, analizlerin titizlikle yapılması seçmenin kendisini hem verdiği kararın doğru orantısıyla paralel olarak moral motivasyonunu doyuma ulaştırır ve hem de beklentilerinin karşılanmasıyla mutlu sonuca ulaşır.

Benzer sonuçlar yetki isteyen yönetmeye talip olanlar için de geçerli olabilir. Ancak burada çok ama çok önemli bir ayrıntı kendisini hemen ortaya koymakta sonucu tayin etmektedir.

Sorumluluk…

Hazırlık, devam ve sonucun birleşerek gelip toplandığı bu nokta, eylem planının uygulamaya dönüşeceği sorumlulukla anlam bularak geleceğe yön verecektir.

“Yöneteyim” diyenlerin sırtında duran sorumluluk, yönetilenlerin oy verme sorumluluğuyla çakıştığında mutlu sonuca ulaşmamak için bir sebep yoktur.

24.Haziran.2018 genel seçimleri hepimize hayırlı ve uğurlu olsun.

Esen kalın.

  

<