SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

SEDAT SİMAVİ’NİN ÖDÜL SLOGANI

Medya tarihimize şöyle bir geri dönüş yapalım.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ve okur kitlesi trajlarına göre değişen belli başlı gazetelerin başında Cumhuriyet, Tasvir, Son Posta, Zaman, Ulus, tan, Son Saat gibi yayın organları vardı. Bunların yayında ayın belirgin  tarihlerinde yayınlanan Resimli Ay, Her Hafta, Karikatür, Akbaba ve içerikli bunlara yakın aktüel mizah türü dergiler de yayın hayatındaydı.

Bu basın-yayın organlarının yayında farklı tonlar ve güncel konularda çizgili resim, fotoğraf ağırlıklı, cazip kaynak bilgilere dayalı (7 Gün) isimli mecmuayı ise usta kalem Sedat Simavi yayınlıyordu. İleri düşünceli ve hırslı bir Babı-âli patronuydu. Ağır başlı yüz hatlarıyla karşısındakini tepeden tırnağa  kadar süzen ciddi bir ifade taşırdı.

Basın organları, Türkiye’nin yeni kuruluş koşullarında yeniliğe muhtaçtı.

İşte, günün birinde, bakışlarıyla kılı kırk yaran, gözleri daima ileriye takılı kalan Sedat Simavi, kendisinin alışık olmadığı gülümsemeyi  “Güleryüz” adlı bir dergiye vererek iletişim alanlarında kolları sıvadı..

Yıl 1948’i gösteriyordu. Kafasındaki planın dozunu keşfetmiş bir içgüdünün peşine takılarak, Cağaloğlu’ndaki  ofisinde masanın başına geçerek şu tarihi yazıyı kaleme aldı:

“Hürriyet’in programı kısadır: Memleketimizle gelişmeye başlayan demokrasi zihniyetini kökleştirmek ve müdafaa etmek için ortaya atılıyoruz. Demokrasinin memleketimize en uygun bir rejim olduğuna iman etmiş bulunuyoruz.”

Yenilikler dolu içeriğiyle yayınlanan “Hürriyet” gazetesinin marş motoru, yukardaki cümlelerle çalıştırılmış bulunuyordu.

Sedat Simavi, ilk sayısını 1 Mayıs 1948 yılında yayınladığı Hürriyet Gazetesi’ne “BU GAZETE” başlığı ile hazırladığı yazısının devamını şöyle getiriyordu:

“Size şimdiden çok vaadlerde bulunmak istemiyoruz. Doğru havadis veren, hakkı gözeten dürüst bir gazete çıkarabilmek için ortaya atıldık. Bu gayeye varabilmek için doğruyu seven, riya, iftira ve haksızlıktan nefret eden okuyucularımızla elele yürümek istiyoruz..”

Türkiye’nin en büyük trajlı gazetesini yayınlayan Sedat Simavi, 11 Aralık 1953 yılında yaşama veda etti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin kurulmasına da öncülük eden Simavi, yaşamı boyunca, okurlarına ters düşmeyen başarılı bir yol izledi.. Oğulları, Erol Simavi ve ailesi bu meşaleyi söndürmemek için babaları adına her yıl düzenlenen ödül törenleriyle çeşitli dallarda başarılı gazetecileri teşvik edici onurlu bir yol izlenmektedir.

Bu anımsatma yazımızın yayınladığı bugün, Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde, Sedat Simavi Vakfı adına başarılı gazetecilere ödülleri dağıtılmış olacaktır. Yıllarca bu mutlu günleri yaşayan törenlere, başında bulunduğum Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı adına, sağlık sorunum nedeniyle katılamayacağım. Elbette ki vakfımız bir temsilcisini bulunduracaktır.

Ustamız Sedat Simavi’nin genç gazetecilere yazılı miras bıraktığı şu öğüdü, hatırlatmayı yararlı bulurum:

“Genç gazeteci arkadaşlarıma;

Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma..”

Bugün, (TGC) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihi salonunda, Başkan Turgay Olcayto ve Genel Sekreter Sibel Güneş’in geleneksel organizasyonları düzeyinde başarı ödüllerine kavuşacak gazeteci meslektaşlarımız, Meslek ustası Sedat Simavi’nin ünlü öğüdünü, ikinci bir ödül olarak paylaşmış bulunacaklardır. Sedat Simavi Ödülleri, ilkeli gazeteciliğin anahtar sözcüğüdür..

<