SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

SEVGİLİLER GÜNÜN'DE SEVGİ KİRLİLİĞİ NASIL KUTLANACAK?

Bu yıl 14 Şubat’ta, “Sevgililer Günü”nde, sevgi kirliliği içinde gene kutlamalar yapılacak.

Şiddete bağımlı bir toplum özelliği taşıyan ülkemizde, kalplerinde “merhamet” barındırmayanların toplumsal ayıpları eleştirilecek ve sevenlerle sevilenlere ait yüce duygular anlatılacak.

İslamiyet, insanlar arasında sevgi, saygı, adalet, iyilik, doğruluk ve eşitlik temel ilkelerine dayanır. Kadın, erkek arasında geleneksel sevgi sınırsızdır. Bu genel çerçeve dahilinde kalp, aşkla beslenir. İslami görüşe göre, insanlar tarağın dişlerine benzer, birbirlerinin eşitidir.

Aşkın, sevginin önemi vurgulanırken parçalanan kadın yüreklerindeki tükenişi, bir insanlık ayısı olarak seyretmenin çaresizliğini yaşıyoruz.

Kadına şiddet ve işkence konularında yılın 365 gününü, “duygu kirliliği” içinde geçiriyoruz.

Her yıl “Sevgililer Günü” nedeniyle basına yazılı açıklamalarda bulunan (TGC) Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı bu yıl ki mesajında da, “Sevgileri, sızlayan yüreklerde barındıracak yer bırakıldı mı?” diye sormaktadır. Mesajın bir bölümünde günün önemi şöyle aktarılmaktadır:

“Sevgi, evliliğin, yahut kişisel aşkın itici gücü ve yaşama bağlayıcı, onun devamını sağlayıcı kutsal bir duygudur.

Toplum, bu duygu kirliliği ile başbaşa bırakılmıştır. Önlemler inandırıcı ve etkili olmaktan uzaktır.

Vakıfların sosyal huzurun sağlanmasında etkinlikleri vardır. Önemli bir ekonomik güç olarak, “Üçüncü Sektörü” temsil eden bu kurumlar, Osmanlıdan beri, düzenin sarsıntı ve bozulmasında denge unsuru olmuştur.

Bu bakımdan “Sevgililer Günü” vakıf hizmetleri açısından değerlendirilmesi gereken önemli bir konudur.

Kadına şiddet olayları, vicdanlarda ağır bir yük haline gelirken toplumumuzun bu kriz dönemini huzura kavuşturmanın anahtarı vakıfların elindedir.

Vakıflar, iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, dayanışma ve yardımseverliklerin bir birleştiği bir “Sosyo-Ekonomik” düzendir.

Osmanlı’dan beri bir vakıf cenneti olan Türkiye’de halen çalışır durumda 4500 vakıf bulunmaktadır. Eğitici amaçlar taşıyan bu kurumların, “Plaket Dağıtma” alışkanlıklarından sıyrılıp, kendi aralarında toplumu bağlayıcı, yönlendirici bir “SEVGİ VE SAYGI” platformu oluşturmaları beklenir.

Bunun tez elden gündeme getirilmesinde Türkiye’nin en saygın kurumu olan “Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı” öncü girişimlerde bulunmayı projelendirmektedir.”

Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı, Türkiye’nin en büyük tarihi meslek örgütü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Vakıflar yasasına göre oluşturulmuş etkin bir kuruluşudur. Vakıf, 50’nci kuruluş yılına hazırlamaktadır. Sosyal Sorumluluk projelerini geliştirebilecek bir yapıya sahiptir.”

<