SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

SİGORTACILIKTA "MUTAT" BAHANE CEVAP ŞAHANE..

Türkiye’deki sigorta sektörüne yabancı bir isim değilim. Mesleğim, doğma büyüme gazeteciliktir ama, vaktiyle bir sigorta şirketinin de bu sektöre girmesine katkım olmuştur. Firma ismini vermeyeyim fakat, hikayesini anlatayım.

Suat Hayri Ürgüplü’nün Başbakanlığı sırasında banka kurmak girişimlerinde bulunan büyük bir meslek teşekkülünün hükümetle görüşmelerini sağlamıştır. Büyük elçilikten başbakanlığa gelen Ürgüplü, ekonomide ileri derecede deneyim sahibiydi. Esnaf temsilcilerine şunu önermişti:

“Bankacılık büyük iştir. Altından kalkamazsınız. En iyisi, sigorta şirketi kurarak buradan büyümeyi tercih etmelisiniz..”

Başbakanın bu fikrini daha uygun gördüğüm için müteşebbis ekip üzerinde etkili olarak sigortanın kuruluşunu yazılarımla destekledim.

Sigortacılık konusunda ülkemizde bir çok firma faaliyet gösteriyordu. Yeni doğan sigortanın yaşama şansı ürkütücü görünmüyordu. Büyük meslek teşkilatının yurt içindeki örgütleriyle şubeleşme olanakları pratikte kolay görünüyordu. Halk arasında geçmiş kuşaklardan beri Anadolu Sigorta daha güvenlikçi bir kurumdu. Evini, barkını, dükkanını, parasını, pulunu, afet ortamında teminata alma alışkanlığı, halk arasında yaygın değildi. Sigorta şirketlerinin baş müşterileri araç sahipleri oluyordu. Trafik yönetmelikleri gereği zorunlu sigorta uygulamaları iyi bir gelir sağlıyordu. Ancak, bunu da suiistimal edenler gittikçe çoğalıyordu. Uydurma kaza raporlarıyla eksper tutanaklarından para tahsilatı yapanlar yaygınlaşıyordu. İlk çirkinlik buradan başlıyordu. İkinci çirkinlik ise poliçe sahipleriyle yapılan sözleşmelerde sırıtıyordu. Sigorta yaptıranlar, poliçelerin içindeki “karınca duası”nı andıran sözleşme harflerinden kurulu cümleleri okumakta sıkıntı çekiyorlardı. Bu nedenle hükümleri kavramadan imzalayan pek çok sigortalı aboneler, kavrama uyanıklığını kazanıncaya kadar tahsilat mağduru oluyorlardı.

Şimdi, dünden bugüne sigortacılık sektörünün içine hızlı dalış yapmadan mevcut durumun inişlerine çıkışlarına bir bakalım. Başımdan geçen bir ilişkiyi anlatayım:

“Uzun yıllar muteber bir sigorta kurumunun abonesiyim. Ödemelerim de sağlıklıdır. Ancak, oturma meskenleri için yapılan “paket güvence” kriterlerinde arızalı bir gidişat mevcuttur. Örneğin, evimin bahçeye açılan bölümündeki duvarın taş örülü bir kısmı, sıva kaymasıyla döküldü.. Eksper etüd etti. Olayın sigorta ödeme kapsamına gireceği düşüncesiyle banka hesap numaramızı da kaydederek hasar dosyamızı kısa sürede kuruma göndereceğini  söyledi. Güvenilir sigorta kurumu, hemen mesaj göndererek dosyamızın alındığını teyid etti. Mevsim yaz başlangıcı olduğu için Çanakkale’deki yazlığımıza gittik. Aradan günler geçti. Eksperle temas kurduk. Sigorta, hasarın su baskınından ileri gelip gelmediği konusunda eksperden bilgi talep ettiği için sürenin uzamasını makul karşıladık. Gelin görün ki hasarlı o cephenin tamamında, bina temeliyle ilgili bir durum mevcut değil. Bahçeye açılan bu cephede, toprak seviyesini iki basamak yükselten beton dökümlü balkonla; hasar gören taş desenli duvarın bir bağlantısı yok.. Sonucu merak edenlere, nazikçe hatırlatalım. Sigorta kurumundan cevap beyanı elimize geçmedi. Ama, telefon ederek hasar servisinden öğrendiğimiz sigorta duyurusu şöyleydi:

“Bina oturması, yer kayması riskinden bağımsız bina mutat (alışılmış) olarak oturmasından ileri gelen hasar teminat dışıdır.”

Bu ne demek?

Bu şu demek: KAFA KARIŞIKLIĞI..

SONUÇ: Bakalım son depremden sonraki durum için hangi “mutat” gerekçeleri öne sürecekler..

<