Sevgili okurlar,

Edebiyat'ın, hikaye, makale, roman vb. türlerinden birisi olan şiirlerimiz, Halk Edebiyatı ve sonrasında Divan Edebiyatı dönemlerinden itibaren günümüze kadar yaşanan süreçte, edebiyatımızın önemli türlerinden birisi olmakla birlikte, kendine özgü icrasıyla değerini ve yerini korumaktadır.

Bilindiği üzere, tarihsel sürecimizde çeşitli yüzyıllarda yaşamış, Yunus Emre, Karacaoğlan, Hacı Bayram Velî, Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan Abdal vb. aşıklarımız, ozanlarımız tarafından tanınmaya başlayan şiirlerimiz, günümüze kadar devam eden süreçte, Mehmet Akif Ersoy, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Yaşar Kemal, İbrahim Sadri, Can Yücel vb. birçok değerli şairimiz, yazarımız tarafından icra edilerek yaşatılmaktadır.

Gerek aruz ölçüsüyle, hece ölçüsüyle, gerekse serbest ölçü ile, farklı duygularla, mesajlarla her konuda kendi yazıldıkları dönemlerle içinde bulunduğumuz dönemin sosyal, kültürel, sanatsal özelliklerini, ilişkilerini, yaşantılarını, toplumumuza sunan şiirlerimiz, sanatın da anlamı, ifadesi, ruhu olmakta ve insanlık tarihine önemli anlamlar yükleyen mısralarıyla, yoğun duygulu anlatımlarıyla, güzellikleriyle aynı zamanda iletişim, etkileme yolu olarak sunulmaktadır.

Şiir yazmak ise, bu güzel anlamlı edebî türümüzü anlamına, sanatına uygun ifade edebilmek için ortaya konulan önemli bir ustalık, duygu ve düşünce yeteneğidir.Böyle bir ustalık da, doğuştan gelen yetenekle, yaratıcı zekâ ile sahada yetişmeyi,deneyim kazanmayı, sabrı, zaman harcamayı, çalışmayı gerektirir.