ŞIMARMIŞLAR!
Jorge Jesus'un işi hiçde kolay değil doğrusu. Son Avusturya Wien maçında oynayan ve sonradan oyuna dahil olan herkes iyi oynamıştı. Mert Hakan, İrfan Can ki birisi muhteşem iki gol atmıştı, Crespo ve Alioski; O da Demirspor karşılaşmasında muhteşem bir gole imza koymustu. Ancak Konyaspor önünde hiçbirisi sahaya adım atanların arasında değillerdi. Kimbilir belki başka bir teknik adam olsaydı, atılan o göze hoş gelen gollerin hatırına İrfan ve Alioski mücadelenin başında sahada olabilirlerdi.
Hatırlarsanız Jesus hoca kendisine sorulan soru üzerine; "Benim için ideal bir 11 yok. Yoğun maç temposundayız. Kim hazırsa o oynar" demişti. Fakat Serdar Dursun - Diego değişikliğini yaparsanız, siz de kolaylıkla fark edeceksiniz ki Jorge Jesus sadece tek oyuncu değişikliğine gitmişti. Sahadaki 10 futbolcu Adana Demirspor maçında da oynamışlardı.
Hoca yine üçlü savunmayı tercih etmişti. İlk düdükle beraber hem Lemos hem de Peres Valencia'ya bir kaç kez uzun servis yaptilar ama tutturamadılar. Konyaspor Fenerbahçe'nin üçlü defans oynamasıyla kanatlarını fazlaca kullandı. Ancak onlar da kenarları verimlikullanamayınca, skor üretemediler. Valencia'nin gereksiz yere aldığı kırmızı karttan sonra Jesus dörtlü orta saha ve tek forvete döndü. Karar doğruydu ama Demirspor karşılaşmasında sol bek olarak elinden geleni yapan Lincoln'den aynı performansı beklemek ne kadar doğru olabilirdi? Serdar ile birlikte oyuna Osayi veya Alioski giremez miydi? Mor çıkmıştı. Tek eksikle Konya’nın yükleneceği dakikalarda Mor kontra oyuncusu olamaz mıydı? Kafamda deli deli sorular vardı. Bu arada hoca 4’lü savunmaya dönünce Konyaspor golü bir kanat ortasıyla bulsada, kanatlarını ilk yarıdaki gibi rahat kullanamadı.
HOCA SAMUEL’İ UNUTTU mu?
Samuel ve Irfan Can kararlarıyla kan değişikliğine gitti Fenerbahçe. Böylece Ferdi de hem sevdiği hem de çok daha iyi oynadığı sol bek pozisyonuna kavuşacaktı. Jesus'un bu değişiklikleri, Altay'ın yakın mesafeden gösterdiği inanılmaz refleks ve Osayi'nin uçarak Konya'nın sağ ön tarafına hızla geçerken Adil'e ikinci sarıyı aldırtmaıi, Fenerbahçe'ye oyuna ortak olma şansı verdi. Oyuna artık Crespo girmeli, Zajc ile beraber oyuna daha fazla verimlilik koymalıydı Fener orta sahası. Ancak bu değişiklik gerçekleşmedi. Bu dakikalarda Zajc'ın serbest vuruşundan, Attila'nın kafasından ve Rossi'nin yakın mesafeli şutundan sonuç gelmeyince karşı atakta ev sahibi ekip Muhammed ile öne geçti.
Sonrası mı? Mert'in berbat ortası, İrfan'ın klasına yakışmayan bir frikik vuruşu, başka bir serbest vuruşta komünikasyon kuramayan İrfan ve Ferdi ikilisi, aynı frikik organizasyonunda İrfanın kötü pası ve Ferdi'nin yorgunluktan topa hamle yapmayıp meşin yuvarlağın taca gitmesine izin vermesi, golü Fenerbahçe'nin araması gerekirken Ikpeazu'nun vuruşunun direğe takılması… Ne bileyim sayın sayabildiğiniz kadar.....Bir öğretmenin sözlü imtihanda “otur sıfır” diyeceği kötü bir oyun ortaya koymuştu sarı lacivertliler. Belki de kazanılan her farklı galibiyet futbolcuları biraz da olsa şımartmış olmalıydı!
Gecenin Notu: 10 oyuncuyla 4’lü defansa dönen Portekiz’li teknik adama birileri üçlü defansla oynamanın bu ülkede olmayacağını,Türkiye Süper Ligine uymayan bir sistem olduğunu söylemeli. Gordon Milne bile denemişti ilk geldiğinde ki o yıllarda İngiltere'de 3'lü oynamak modaydı. Gordon baktı olmuyor sonra dörtlüye döndü ve üç sampiyonluk geldi. Birileri bu detayı hocaya verir mi? Gereksiz enerji kaybıdır üçlüyle oynamak. Bakmayın siz İrfan’ın Ferdi’ye verdiği pasın kalitesizliğine. Hem üçlü sistemde koşuşturmak hem de bir futbolcu eksik mücadele etmek genç Ferdi’yi oldukça yordu haliyle. Son sözüm de Jesus’a olsun; Sizin gibi kalibresi ve kalitesi çok yüksek olan bir teknik adam neden hala Lemos ile oynar ve neden yönetimden bir baba santrfor istemez? Sanırım Konya maçının fotoğrafından sonra transfer tahtası kapanmadan alınacak olan sadece santrfor değildir. Bu takımın çok iyi bir stopere de ihtiyacı vardır. Muhammed kafayı vurup tabelayı değiştirirken, Szalai de Samandıra’da odasında uyuyordu sanıım!