Şimdi de Zeytin üreticileri isyanda!
Zeytin ve zeytinyağı üreticileri isyanda...
Hasat yapmak için her şeylerini ortaya koyan zeytin bahçesi sahipleri, Suriye’den kaçak yolla ülkemize sokulduğu öne sürülen zeytinyağı yüzünden, neredeyse ağaçlarını kesmeyi planlıyor...
Tam bir hafta önce yazdığım “Çiftçi batmış, haberiniz var mı?” başlıklı yazımı okumayanlar için uzantısı “https://www.yenigungazetesi.net/ciftci-batmis-haberiniz-var-m-makale,7661.html”sını tıklayarak okumalarını öneririm.
Neden mi?
Meğer çiftçilerimiz ne kadar dertliymiş...
Yazımın girişinde yer alan konu, basında da yer aldı, ama çiftçinin görüşü yansıtılmadı...
Ege sahillerinde büyük zeytin bahçeleri olan bir çiftçi kardeşimiz e-postasında, “Her halde bizi açlıktan öldürmeye karar verdiler” diyor ve derdini şöyle aktarıyor:
“Zafer bey, çiftçilerle ilgili yazınızı okudum. Sadece meyveciler değil, dünyanın en zor hasadını yapan biz zeytinciler, eziyet çekerek üretim yapmaya çalışıyoruz, ama nafile... Ülkemize bizim kontrolümüzde olan Suriye’nin Afrin kentinden kaçak yollarla niteliği, kalitesi, niceliği belli olmayan sözde Zeytinyağı getirilerek, altın değerinde zeytin ağaçlarımızı ölüme terk etmemizi istiyorlar!
30 TIR’la kaçak yoldan ülkemize sokulduğu iddia edilen zeytinyağı ile hedeflenen zeytin ve zeytinyağı üreticilerini yok etmek ise, doğru yoldalar!
Çiftçisini korumayan ya da koruyamayan bir devlet, aç kalmaya mahkumdur. Biz emeğimizin karşılığını alamazsak, ister istemez zeytin ve zeytinyağı üretiminden vazgeçeceğiz. Bilinsin istedim!”
Çiftçi kardeşim haksız mı?
Keşke haksız olsa...
Gökten yere kadar haklı...
***
Dünyanın sayılı zeytin ve zeytinyağı üreticisi olan ülkemiz, bu gidişle küme düşecek gibi...
Teşvikten, destekten vaz geçtik...
En azında üreticilerimizi koruyun yeter!
Gün geçmiyor ki, bir çiftçi feryadı yansımasın bizlere...
Bizim görevimiz, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Çiftçi milletin efendisidir” sözünü beyinlere, bizi yönetenlere hatırlatmaktır!
Yineliyorum, dünyanın en iyi ürününü veren zeytin ağacını korumak, önce devletimizin, sonra da tüm halkımızın görevidir!
Yoksa, ülkemiz pamuk yağına, kanola yağına, hatta Sana ve Vita gibi yağlara mahkûm kalır...
Toplumun sağlığı bozulur, beyinler dumura uğrar!
Aklımızı başına almanın zamanı geçiyor!
Zeytinyağı üretimimiz durma noktasına gelirse, vay bu halkın haline...
Şimdilerde litresi 50-60 TL olan zeytinyağı, yüzde 100 zamlanmak zorunda kalır...
Bunun adı da “fahiş fiyat” olmaz, “iş bilmemek” olur...