CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

SİMİTÇİ TEZGAHI ÖNÜNDE DURDUM.

-  Katran kara  saçları çalı süpürgesine dönmüş genç adam! 
  Gene meydandaki sahipsiz simitçi tezgahı çevresinde  dönüp duruyorsun.   Tezgahının  yanındaki banka  battaniyeni  sermiş çevresinde gezinerek  güya  uyuşmuş ayaklarını  açıyorsun.
 -Siyah montlu kara süpürge  saçlı,tatar yüzlü,  yaşı otuz otuzbeşini gösteren ey derbeder adam ! 
 Gidip geliyor, hayattaki  tek mülkünmüş muamelesi yaptığın  bank üzerine serdiğin   battaniyenin  kırışıklıklarını düzeltiyorsun… Biri sorsa   sanki;
-Battaniyemi  havalandırıyorum ,diyeceksin…
-Bana yutturamazsın Düzceli ! 
 Sen burada pis pis dolaştığına göre ,bu mevkide  bir şeyler arıyorsun ! Yasa dışı bir işlerle ilgiliysen polis yakana yapışır! 
- Oğlum ,senin derdin ne, diye soracak olsam, biliyorum ,gerçeği söylemeyeceksin. Geçen gün  bir esnafın bana  iyi mal diye yutturduğu  kör ceviz kadar ketumsun. (Bu arada sırası gelmişken o esnafa da hakkımı helal etmiyorum! )
O gün sana sorduğumda;
- Düzceliyim…Havalar soğuyunca kalkıp gidecem , bir daha bali çekmeyecem , dedin… 
-Devletin sıcak eline sığın, dediğimde  olur anlamında başını salladın . Geceleri bali çekip çekmediğini bilmiyorum  ama gene  seni buralarda görüyorum…
Nafile! Kar yağsa senin bu tezgahta gözün var… Ne var ki, bu tezgahtan çok adam geçti hiç biri de iflah olmadı…
-Yağmur yağıyor. Soğuk insanın iliklerine kadar işliyor. Kara montuna sıkıca sarılmış,bank üzerinde  havalandırdığın battaniye  çevresinde dönmektesin!.. Dön baba dön.. Bakalım eline ne geçecek?..
-Buralardan mevsimler gelip geçiyor, insanlar gelip geçiyor. Zaman yaprakları sarartıyor, insanları yaşlanıyor… Oğlum bu gençlik sana da kalmaz!  Devran döner,ne gençlik ne sağlık kalır…
-Polisin ricası  bile  sana geçmiyor…  O gün  tezgah üzerine sakladığın çiçek desenli  yorganını,pılını pırtını da aldığı halde , gene bir  battaniye ile geceleri buralarda geçiriyor ya da geçiriyor gibi yapıyorsun.. 
-Meydanın ve uzak denizlerin hakimi  Barbaros Hayrettin Paşa ‘ya söyleyem en iyisi … Seni  gemisine tayfa olarak alsın. Ufukları fethedecek yolculara çıkarsın . Sıcak bir çorba içer ,kendine gelirsin. Annene mektup   yazar;
-Anne benim burada keyfim iyi. Beni merak etme. Paşa’nın yanında  seyahat ediyor, seferlere katılıyorum . Biraz para denkleştirirsem  köye gelecem,   dersin…
  

 

<