Sınır kapılarını açmak gerekiyor
Avrasya ile Batı'nın Türkiye ile başaracağı birliktelik, yalnız ekonomik projelerden ibaret değildir. Kültürel boyutu, tarihi anlamı ve ulaşım kanalları ile yakın bir gelecekte öncelikle Kafkaslar'da sınır kapılarının ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır.
Bu da refahın ve zenginliğin bölüşümünden başka bir şey değildir. Dolayısıyla bu bir değerler ve erdemler birlikteliğidir. Bu birlikteliği kendine rehber edinen Marmara Grubu Vakfı, 18 yıldan beri büyük bir sorumlulukla uluslar arası değerler ve kriterler ölçüsünde Avrasya Ekonomi Zirveleri'ni gerçekleştirmektedir; Marmara Grubu Vakfı Avrasya felsefesini dün Büyük Atatürk'ten, bugün merhum Haydar Aliyev ile Sayın Süleyman Demirel'den bizlere intikal eden bir miras olarak değerlendirmektedir.
Bu mirası, Büyük Atatürk'ten Avrasya'nın ekonomik, sosyolojik, kültürel ve tarihsel değerleriyle felsefe halinde ve merhum Haydar Aliyev ile Sayın Süleyman Demirel'den eylem şeklinde devir alan Marmara Grubu Vakfı yarınlarımıza Avrasya idealini sönmez bir meşale halinde yansıtmayı kendine hedef almış bulunmaktadır. Bu hedefi Balkanlar,
Ortadoğu, Karadeniz Bölgesi, Kafkaslar ve Orta Asya coğrafyasında büyüyen ekonomi, genişleyen enerji, zenginleşen milletler, farklılıkları kucaklayan barış diyaloğu ve ilkeli, etik ve
de şeffaf demokrasi olarak değerlendiriyor ve yarınlarımıza aktarmayı, taşıdığımız verasetin bir gereği olarak nitelendiriyoruz. Bölgede birliktelik ve barış diyaloğunun simgesi haline gelen Avrasya Ekonomi Zirveleri'nin Marmara Grubu Vakfı için yüksek değer ölçüsünü kısaca böyle özetleyebiliriz.
Ve yine Marmara Grubu Vakfı, Türkiye'nin bölgesel güç olarak AB üyeliğiyle mevcut ortaklığı sağlayarak artıları ısrar ve özenle Avrasya ekseniyle birlikte geliştirmeyi de kendine gelecek için gaye edinmiş bulunmaktadır.
Geleceğin hedefleri; Avrasya coğrafyasının Avrupa'ya, Türkiye'nin büyük bir istikrarla çapını yansıtacak kesin yol haritasıyla intikali hedefleri olacağına inanıyoruz. Ve milletimizin, devletimizin bunu gerçekleştirebilmek için elinden geleni esirgemeyeceğinin bilinmesinin ısrarla gerekliliği üzerinde duruyoruz.