ŞİRK GÜNAHI
Tevhid ilkesinin ve tek Allah’a inanmanın tersi-zıddı da Allah’a şirk koşmaktır.
Şirk, Allah’ın yanında, O’na denk olan başka ilâhlar olduğuna inanmaktır. Bu inanış İslâm dinine tamamen aykırıdır, dinden çıkmaktır; Cenab-ı Allah’ın asla affetmeyeceği, belki de tek affetmeyeceği en büyük günahı işlemektir! “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın… !” ( Nisa,4/36). Allah’a başkasını ortak koşmak(Şirk), birisi inançta, diğeri amelde ve davranışta olmak üzere iki çeşittir. İnançta şirk, Allah’tan başka bir varlığın tanrı olduğuna veya Allah’a mahsus sıfatlardan bir kısmını taşıdığına inanmakla olur. Amelde şirk ise, ibadeti ve kulluğu Allah’a tahsis edip yalnız O’nun için yapacak yerde başka varlıkları da O’na ortak kılmakla gerçekleşir.
Büyük İslâm Alimi İbn Aşûr’a göre Allah Tealâ tarafından bağışlanma şansı bakımından insanların gruplandırılması:
1) Hak dinin inkârında ısrar ederek ölen kâfirler: Bunlar ebedî olarak Cehennemde kalacaklardır.
2) Günahı olmayan müminler: Bunlar Allah’ın vaadine göre kesin olarak doğrudan Cennete gireceklerdir.
3) Günah işledikten sonra usulüne uygun olarak tövbe eden ve tövbesinde sebat ederek ölen müminler. Bunlar da doğrudan Cennete gireceklerdir.
4) Günah işleyip tövbe etmeden ölen müminler: Bunların durumu mezheplerin anlayışına göre değişmektedir:
Kısaca yinelemek gerekirse, yalnızca Allah’a bağlanmak ve O’nun üstün güç olduğunu kabul etmek varken başkasını/başkalarını, örneğin putları da üstün güç olarak görüp onlara da bağlanmak veya herhangi bir konuda herhangi bir varlığı ya da şeyi Allah’a denk tutmak şirk olarak görülür. ( Yaşayan Dünya Dinleri, s58)
HANDA TEFEKKÜR!
Bu dünya fani bir handır!
Kervan konup göçmüş gibi!
Yaşam kısacık bir andır,
Bir yudum su içmiş gibi!
Burdan her can gelip geçer,
Kısmeti kadar yer içer,
Başarsa ölümden kaçar!
Sır-kuş olup uçmuş gibi!
İnsanoğlu sefa sürer,
Masum başın çorap örer,
Acımaz, defterin dürer,
Müşriklere eşmiş gibi!
Has mümin, tek Rabbe tapar,
Dünyayı bir pula satar,
Muhtaçlara cennet yapar,
Bin bir çiçek açmış gibi!
Güneş de, Ay da tutulur,
Yusuf, köle mi, satılır?
Kötü kişi unutulur,
İzi kalmaz “hiçmiş” gibi!
Has Müslüman adil gider,
Kör nefsini köle eder,
Fakir mutlu: Baca tüter,
Şah-ı Resûl geçmiş gibi!
Kötülükten buzlar erir,
Gayriye içirir zehir,
Yapana da acı verir,
Böbrekteki taşmış gibi!
OYTAN’ım, nerede sabır?
Felakettir nefret-kibir,
Kalbindeki küçük bir kir,
Yakar, ateş düşmüş gibi!