Sirkeci'de Tarihe Yolculuk
Bugün bir çok iş adamının ortak noktası var hepsi aynı bölgede iş hayatlarına adım attılar. Sabri Ülker , Aydın Doğan, Erdoğan Demirören bunlardan ilk akla gelen isimler. Geçmişten geleceğe ticaret hayatının nabzının attığı Sirkeci ve civarı ile ilgili Turizmci Ömer Faruk Boyacı ve Agah Okay Alkan ile My Sirkeci projesini konuştuk.
Sirkeci ile ilgili yaptığınız araştırma ile neyi amaçladığımızı anlatabilir misiniz? Neden sözlü tarih çalışması yapmayı tercih ettiniz?
'Klasik/makro ölçekli tarih çalışmaları', sözlü tarih gibi mikro ölçekli çalışmaların toplumsal belleğe katabileceğimiz pek çok şeyi gözden kaçırmaktadır. Aslına bakılırsa sözlü tarih çalışmaları gözden kaçan ve zaman içerisinde kaybolacak olan kendi ailemizin, köyümüzün, mahallemizin, çalıştığımız kurumun, yaşadığımız semtin deneyim ve hikâyelerini dolayısıyla yanı başımızdaki tarihi yok olmaktan kurtarmaktadır.
Tarihi Yarımada içerisinde olduğundan dolayı Sirkeci Bölgesiyle ilgili tarihsel bilgi ve yazılı tarih kaynaklarına ulaşmak mümkün. Bu kaynaklar ya çok genel tarihi bilgiler içeriyorlar ya da maalesef ki parça parça, birbirini tamamlamayan sosyo-kültürel bilgi kırıntıları halindeler.
Sirkeci Sözlü Tarih Projesiyle amaçladığımız neydi?
Klasik tarih çalışmalarının gözden kaçırdığı, insanların belleklerinde ve onların hayatlarıyla sınırlı olan, semte ilişkin dağınık bilgileri bir araya getirerek Sirkeci’nin toplumsal, ekonomik ve kültürel tarihini insan hikayeleri üzerinden ortaya çıkararak kayıt altına almayı ve bu kayıtları gelecek kuşaklara aktarmayı, ayrıca günümüz iletişim teknolojilerinin sağladığı olanaklarla internet üzerinden derlenen hikayeleri, bilgileri paylaşmak.
Projeye Tarih Vakfı ile başladık. Kendileriyle bir yaptığımız bir anlaşma sonrasında farklı disiplinlerden gelen kişiler olarak kendilerinden proje nasıl hazırlanır, sözlü tarih çalışması nedir, çekimler nasıl yapılır ve bu çekimler nasıl yazıya dökülür gibi konularda eğitimler aldık. Bu desteğin dışında kaynak kişilerimiz bizlere inandılar ve bize ellerinden geldiğince yardımcı oldular.
Tarihi Yarımada'nın güçlü kimliğe sahip olan Sultanahmet ve Eminönü bölgeleri arasında sıkışmış, onlarla sıkı etkileşim içerisinde olan Sirkeci'yi bu iki bölgeden farklı kılan özelliklerinin altını çizerek semtin algısını güçlendirmek,
Sirkeci Bölgesin tarihinden bahsedebilir misiniz?
İstanbul'u Avrupa'ya bağlayan Sirkeci Tren Garı, ve İstanbul'u Anadolu'ya bağlayan Sirkeci Otogarı ve Sirkeci Arabalı Vapur İskelesiyle 1970'li yılların sonuna kadar şehrin en önemli ulaşım merkezi oldu,
Roma ve Osmanlı İmparatorlukları'nın Sarayları'na ev sahipliği yapan ve Türk Siyasal Hayatı için çok önemli olaylara (Tanzimat Fermanı -3 Kasım 1838- Mustafa Reşit Paşa / Bab-ı Ali Baskını- 23 Ocak 1913) tanıklık etmiş olan Sirkeci Bölgesi politik anlamda da her zaman önemli bir merkez olmuştur,
Bab-ı Ali Caddesi ve dolayısıyla bir çok yazar, gazeteci ve entelektüelin çalışma ve etkileşim alanı olan Sirkeci bir dönem Türk Basını'nın kalbi ve entelektüel hayatının da önemli bir merkezi olmuştur,
Bugün tanıdığımız birçok işadamının ticareti öğrendikleri ve ticari hayatlarına başladıkları (Ülker Markası, Aydın Doğan, Erdoğan Demirören vs.) yer olduğunu ve İstanbul'a gelen malların indirilip bindirildiği ambarların Sirkeci'de olduğunu düşünürsek, hali hazırda olduğu gibi Sirkeci İstanbul ve dolayısıyla Türkiyenin ticaret hayatı için önemli bir merkez olmuştur,
Sirkeci'de sizce en önemli yapılar hangileridir?
Öncelikle Sirkeci Tren Gari ve şimdilerde maalesef ki postane olarak kullanılmayacağını duyduğumuz ve inşaat çalışmalar devam eden Büyük Sirkeci Postanesi, bölgedeki ticari hanlar.