SİYASET SAYGIN BİR İŞTİR.
Bizim gerçekten ciddi bir şekilde siyasetçi sorunumuz var. Ya biz siyaseti bilmiyoruz, ya siyaset yapacak uygun adamlar seçemiyoruz.
Siyasetçi devlet yönetmeye talip olan kişidir. Siyaset devlet yönetme sanatıdır. Yani siyasetçi devlet adamıdır. Bir gün devletin başına geçme ve başarılı bir şekilde devleti yönetme hesabı vardır. Böyle bir hesabı olmayan kişiyi siyaset adamı olarak tanımlamak yanlıştır. O yüzden siyasetçi, ağzından çıkacak sözü iyi hesaplamalı, nereye varacağını bilmeli, sonucun devlete zarar verip vermeyeceğini hesap etmelidir. Hesapsız kitapsız söylediği her laf, sadece kendisine zarar vermekle kalmaz, devlete zarar verir. Devlete verilen zararın telafisi mümkün değildir.
Ve böyle bir insanın şahsen benim nezdimde hiçbir değeri yoktur.
Devletin kurumlarını yok saymak, devletin başına halkın oylarının yarıdan fazlasını alarak seçilerek gelmiş birisini tanımamak bir siyasetçiye yakışmayan çirkin bir davranış, kendisine yakışmayan bir üsluptur.
Şöyle genel anlamda baktığımda, Tutarlı, devlet adamı ağırlığında, kültürlü ve bilgili, her söylediği dikkatle dinlenen bir siyasetçi görmek son zamanlarda neredeyse imkansız hale geldi.
Kendi adıma ben, ucuz polemiklere giren, söylediği sözün nereye varacağını bilmeyen ucuz siyasetçileri hiç çekemiyorum.
Halkı tanımayan, halktan uzak ama sanki halkın sorunlarını biliyormuşçasına halk adına konuştuğunu söyleyen ama saçmalayan siyasetçilere katlanamıyorum.
Bilgisiz bir şekilde halkı bilgilendirmeye çalışan ama bilmediği konuda konuştuğu için aptal durumuna düşen siyasetçiyi bir türlü sevemiyorum.
Haksız olduğunu bile bile, özür dilemek yerine haksız olduğu konuda hala haklı çıkmaya çalışan siyasetçiye sinirleniyorum.
Milli düşünemeyen, devletin ve milletin çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde tutamayan bir siyasetçi görmek istemiyorum.
Hele hele milli çıkarları hiçe sayıp, Türkiye düşmanlarıyla iş tutup, birlikte hareket eden, onlara bel bağlayan siyasetçilerden nefret ediyorum.
“Siyaset cambazlığına giren bir adam, iradesine dikkat etmelidir çünkü siyaset karakteri bozar” der, Otto von Bismar.
Siyasete girmeden karakterli ve girdikten sonra da asla karakteri bozulmayan siyasetçilere ihtiyacımız var.
Önce de söylediğim gibi siyaset, devlet yönetme sanatıdır. Devleti bilmeyen, milleti bilmeyen insandan siyasetçi olmaz.
Bu tür siyasetçilere prim vermek, saygı duymak ve arkasından gitmek kadar tehlikeli bir şey olamaz.
Zira siyaset saygın bir iştir.