SİYASETTE ETİK SORUNU
Osmanlı döneminden beri devam eden sorunlar Ülkemizin demokratikleşmesini ve kalkınması etkilemekte bilgili, çalışkan ve dürüst insanlarımızı siyasetten uzaklaştırmakta ve siyasetçiye olan güveni azaltmaktadır.
Her konuda değişim ve ilerleme olduğu halde siyasette maalesef hiçbir yenilik görülmemiş ve milletimizi rahatsız eden bu sorunlar devam etmektedir.
Bu sorunların en önemlilerinden biri kamuda etik ihlali olup, geçmişte vardı, bu günde var ve bu gidişatla yarın yine olacak. Ama önlenmesi şart. Bunun yolu da siyasi etik yasasının çıkarılması ve uygulanmasından geçiyor…
“Şeffaflık” diğer bir önemli koşul. Yapanın yanına kâr kalmaması ve hesap sorulması.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu bu maksatla kurulmuş olup, bu kurul gelen şikâyetleri inceliyor, tarafları ve tanıkları dinliyor. Bir etik ihlâli varsa “var” diye karar alıyor. Cumhurbaşkanına ve ilgili Bakanlıklara bildiriyor.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu her yılın sonunda Faaliyet Raporu yayınlıyor. Bu raporlarda en çok etik ihlâli belediyelerde, imar ve ihâle yolsuzluklarında, adam kayırma ve eşi-dostu işe almada olduğu herkesçe biliniyor ama önü alınamıyor.
Batman Belediye Başkanı seçildiği ilk gün Belediye Binasına “Rüşvet veren de, rüşvet alan da melundur.” tabelasını asıyor ama Salih başkan vefat edince tabela çöpe atılıyor.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun üzerinde durduğu konulardan biri de kamu personeline hediye verilmesi ve personelin hediyeyi kabul etmesi. Bu konuda Kamu Görevlileri Etik Kurulu karar alıp bütün illere duyurduğu halde özellikle yılbaşında kamu personeline hediye yağıyor. Kamu Görevlileri Etik Kurulu bunların olmasını engelleyecek açıklamalar yapınca ortalık karışıyor.
Dilimizde:
“Bal tutan parmağını yalar.”
“Devletin malı deniz…”
gibi yerleşmiş sözler maalesef dillerden düşmedikçe rüşveti önlemek oldukça zor olsa da, ancak bir yerden başlamak şart.
Bu güne kadar T.B.M.M.’de değişik girişimlerde bulunuldu ama sonuç alınamadı. T.B.M.M. Siyasi Etik Yasası çıkarmadığı sürece bu sorun devam edecek ve vatandaşın devlete olan güveni düzelmeyecektir.
Ancak şu da bilinmeli ki bu sorun küresel olup, Dünya’nın sorunudur.
Fıkra değil, yaşanmış vaka:
Osmanlı döneminde rüşvetten halk şikâyetçi. Sadrazam Koca Yusuf Paşa bürokrasinin tepe isimlerini toplamış. “Rüşvet almayanlar yemin etsin” demiş. Herkes yemin etmiş. Sadrazam ünlü nüktedan Haşmet’e dönmüş. “Haşmet, sen de önemli görevler yaptın. Yemin etmeyecek misin ?” diye sormuş.
“Efendim inancımıza göre yalan yere yemin eden çarpılır. Bekliyorum solondakilerden kimse çarpılmazsa ben de yemin edeceğim.” demiş.
Sağlıcakla kalın.