SİYASETTEN KAÇMAK
Siyasetten kaçıp, uzak durmak ve yeri geldiğinde sert eleştirilerde bulunmak, apayrı bir siyasi tutumdur.
Dürüst siyasetçiler bunu bilirler.
Siyasetten kaçmanın en iyi yollarından biri bazen güncel siyaset görüldüğünde mahalle sohbeti gibi bağımlı kalmaktır.
Neden böyle bir giriş yaptım?
Yazlık evimin bulunduğu Selimpaşa’da akşamları dostlarla bir araya geldiğimiz ATİŞ Sosyal Tesislerinde sohbet esnasında AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’ndan telefonla aranarak bir davet aldım. Telefon konuşmasından anlayan bir arkadaş bana;
“Abi senin bunlarla ne işin var? Bunların hepsi sahtekâr” deyince
Geçmişte uzun yıllar siyasette bulunmuş bir kişi olarak çok sinirlendim. Kendimi tutamayarak sert bir şekilde arkadaşı paylayınca, münakaşa kavgaya dönüşmeden güçlükle yatıştırıldı.
Birkaç gün bu olayı kafamda değerlendirdikten sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Neden acaba insanlarımız siyaset ile ilgilenen kişilere yakışıksız sözler sarf ediyor. Toplumun her kesiminde olduğu gibi tabi ki siyasette de ahlaksız insanlar çıkabiliyor. Bunlara bakarak bütün siyaset adamlarını karalamak büyük haksızlık.
Ben bütün samimiyetim ile söylüyorum. Ben siyasette gördüklerimi ve öğrendiklerimi ne mesleki ne de sosyal faaliyetlerimde görüp öğrenebilmiş değilim.
Tahsil hayatım esnasında çok çekingen ve utangaç bir insan iken siyasete girince çok değiştim. Kendime olan öz güvenim arttı, her şeyden önce hitabet sanatını öğrendim. Her meslekten her yaşta insanlarla tanıştım. Bunlar içinde ahlaksız insanlar olduğu gibi çok bilgili ve tecrübeli örnek alınacak insanlar tanıdım. Çok sayıda da Başbakan, Bakan, Milletvekili, Belediye Başkanı ve parti yöneticileri ile tanıştım ve bir arada olma fırsatını buldum.
Bunlardan birçoğu vefat etmiş olmalarına rağmen, onlardan feyiz alıp öğrendiklerimi siyasi, mesleki ve sosyal faaliyetlerim esnasında hep uyguladım ve takdir gördüm.
Ancak iş hayatında tabiri caizse, bir baltaya sahip olamayıp, kendini yalanlarla pazarlamasını iyi bilen hemşeri veya akraba tavassutu ile siyasete girip, zengin olmayı başaran insanlar tanıdım. Bunlar şahsi çıkar ve menfaatleri icabı parti değiştirmek başta olmak üzere her şeyi göze alabiliyorlar. Yalan, dedikodu ve iftiralarla siyasette bir yerlere gelmeyi ve kalabilmeyi başarabiliyorlar. Bu gibi insanları görenler ve tanıyanlar, siyaset ile uğraşanların çoğunu bu karakterde olduklarını sanarak aşağılayıcı sözler sarf edebiliyorlar.
Dikkatimi her zaman çeken önemli bir husus ta sohbetlerde iktidarın ve muhalefetin hatalarını tespit edip, sert şekilde eleştirenlere, “Gel seni siyasete alalım, millete hizmet edelim” dediğimde “Aman-aman o iş benden uzak olsun, ben siyasete girmem” dediklerinde, “O zaman senin sert eleştirilerde bulunmaya hakkın yok. Bu başa bu tıraş çok bile” dediğimde söyleyecek söz bulamıyorlar.
Bu köşemde her zaman tekrarladığım gibi, Ülkemiz hızla büyümekte ve kalkınmaktadır. Bilgili, yetenekli, tecrübeli yöneticilere ihtiyaç vardır. Milletimizin içinde çok sayıda bu insanlar mevcuttur. Bunları bu görevlere getirebilmek için siyaset ahlaksız insanlardan arındırılmalıdır. Bunu yapacak olan, birinci derecede siyasi partilerin genel başkanları ve üst düzey yöneticileridir. İktidar ve ana muhalefet partileri, bu konuda müşterek düşünmeli, siyasi partiler yasası ve seçim sistemi buna göre düzenlenmelidir.
C.H.P. siyasi ahlak konusunda bir kitapçık çıkarmış, siyasi ahlak yasasının çıkartılması ve T.B.M.M.’de siyasi ahlak dairesi oluşturulması için çalışma yapmakta imiş, bu çalışma olumludur, inşallah gerçekleşir, buna çok ihtiyaç var. Ahlaksız, menfaat için siyasete girenleri, engelleyecek bir çalışma olmasını temenni ederim
Sağlıcakla kalın.