DOĞAN ÖZKAN

DOĞAN ÖZKAN

Siyasi dedikodular…

31 Mart Türk siyasi tarihi için bir milat olacağa benziyor…

Malum bu 31 Mart siyasi tarihimiz açısından önemli…

Yani ikinci bir 31 Mart vakası mı yaşanacakmış gibi görünüyor.

Hatırlayın 32 Mart neydi: , II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır. Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır. On üç gün süren ayaklanma,

Gerçi miladi takvime göre ; 31 Mart ile  Rumi takvimin günleri çakışmıyor ama, tesadüf ki bu tesadüfün ikinci noktası da Nisan başı olacak gibi..

Neden mi söz ediyoruz..

Çoktandır ortalıkta dolaşan bir söylentinin iyiden iyiye ayyuka çıkmasından söz ediyoruz.

31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’nin olası bir kan kaybı nedeniye Erdoğan’a karşı bir tavır alınacağı ve bazı kopuşlar olacağı belirtiliyor…

Bir iddiaya göre; bu kopuşu pusuda bekleyen de Pensilvanya’da oturuyor…,

Sızan bilgiler şöyle: AK Parti’nin Ankara’yı kaybedeceğine kesin gözüyle bakılıyor. İstanbul’da da durumun başa baş olması ve bir çok ilçede kritik olan oy oranlarının tartışma yaratacağı iddia ediliyor. Bu konuda da 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun isimleri öne çıkıyor.

Odatv'nin haberine göre kamuoyunda tam bunlar konuşulurken de dikkat çeken bir girişim yaşandı. İnternet üzerinden “Yenibirparti.org” adlı internet sitesi yayın yapmaya başladı.

Parti “Biz kimiz” kategorisinde, “Kendisini merkez sağda konumlandıran ve dört eğilimi bir araya getirecek olan Partimizin kuruluş çalışmaları devam etmektedir. Kurucu kadromuz ve partimizin ismi, politika ve vaatlerimizin kadromuzun gölgesinde kalmaması için stratejik bir tercih olarak uygun göreceğimiz tarihe kadar açıklanmayacaktır” ifadeleriyle tanıttı.

“Biz; AK Parti iktidarının 16 küsur yıllık iktidarı boyunca başarıları ve başarısızlıklarıyla tarihe geçtiğini, bu iktidarın artık yorulduğunu ve milli menfaatlerimizin bayrağın daha liyakatli, temiz ve genç kadrolarca devralınmasını gerektirdiğini düşünen sorumluluk bilinci yüksek bir kadroyuz.

Biz; siyasete yeni bir anlayış, taze kan ve heyecan getirecek, ayrıştırıcı değil, birleştirici bir dil kullanacak milli bir kadroyuz.

Biz; Türkiye'nin tüm renklerini temsil eden ve dört siyasi eğilimi milli menfaatlerimiz temelinde bir araya getiren genç, dinamik ve azimli bir kadroyuz.

Biz; vatandaşlarımız arasındaki mevcut siyasi, ideolojik, etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıkları tehdit olarak değil, bilakis büyük bir zenginlik olarak gören demokrat bir kadroyuz.

Biz; dünya görüşleri birbirinden farklı ancak bu farklılıkları saygıyla karşılayan ve milli menfaatlerimiz doğrultusunda bir araya gelerek ülkemizi her alanda gelişmiş dünya ülkeleri seviyesine çıkarmayı hedefleyen icraat odaklı bir kadroyuz.

Biz; Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı herkesin ortak çıkarı olan daha müreffeh, daha özgürlükçü, daha demokratik ve daha güçlü bir Türkiye için çaba sarf etmeyi bir görev ve sorumluluk olarak gören ve Süper Güç Türkiye idealimizi gerçekleştirebilecek bilgi, tecrübe ve donanıma sahip liyakatli bir kadroyuz.

Biz; ortak akla ve istişareye önem veren, yeni fikirlere, önerilere ve yapıcı eleştirilere açık bir kadroyuz.

Biz; sırtını milletimiz dışında hiçbir güce dayamadan, sadece milletimizin sağduyusuna ve ferasetine güvenerek yola çıkan milli bir kadroyuz.”

xxx

Aslında bu haber uzayıp gidiyor…

Elbette bu bir dedikodu…

Siyaset gereğini yapıyor, küskün kardeşler , ana kolu giyotinin deliğinden geçiriyor…

Bu işin AK Parti tarafı…

Malum  Türkiye’de siyasi partiler amip gibidir. Bölünerek çoğalır…

AK Parti gibi CHP’nin de bölüneceği ve yerine sağ sosyal demokrat(!)  bir parti kurulacağı söyleniyor..

BU parti içinde Ecevit’in bakanlarından Hüsamettin Özkan’ın temaslarda bulunduğu dillendiriliyor…

İddialara göre, Hüsamettin Bey, AK Parti’nin yanında pek görünmeyen sermaye grubunun desteğini sağlamaya çalışıyormuş…

Tüm bunlar söylenti…

Biz sadece söylentileri dile getirdik…

Malum milletin ağzı torba değil ki büzelim…

Ammma ateş olamayan yerden duman çıkmazmış…

Bu atasözünü de unutmayalım…

<