Siyasi dedikodular…
Pazar gecesi Türkiye özlediği bir sahneye tanık oldu…
Niçin tekrarlandığı pek belli olmayan ( Böyle diyoruz çünkü iptal gerekçesi gerekçeli karara yansımadığı tüm çevrelerce kabul edildi) bir seçim için ekran başına kilitlendi.
Yerel kanallar bile tartışmayı canlı verdi.
Seçim İstanbul’la ilgiliydi, ama tüm Türkiye heyecanlandı.
Çünkü son ikili tartışma 2002 yılında Erdoğan ile Baykal arasındaydı…
Oysa, bu demokratik olgu 1980 faşizminde bile yapılıyor ve adaylar ekranlarda tartışabiliyordu…
Peki ne oldu da birden bu tartışma gündeme geldi…
31 Mart öncesi çağrıları kabul etmeyenler, birden tartışma yanlısı oluverdi..
Aslında bu tartışma bir çok şeyin perdesiydi veya bir başka deyimle bir çok sorunun örtüsüydü…
Neler mi şöyle bir bakalım;
1-)31 Martta ilçe ilçe gezen ve Yıldırım için oy isteyen cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime niçin itiraz ettiklerini zaman zaman dile getirdi ama bu kez miting düzenlemedi.
Miting düzenleseydi ve Yıldırım yine seçilemeseydi; kaybeden Yıldırım değil, Erdoğan olacaktı, bunun önü kesildi.
2-) Açıkça AK Parti’ye karşı aynı kulvarda koşacağı belirtilen 3 parti birden kuruldu. Biri resmen devreye girdi Yeni Refah Partisi kendisine bir de yayın organı bile buldu..
Eski başbakan Davutoğlu “Ya yeni bir hal, ya izmihlal” diyerek yeni partiye start verdi.
Eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski maliye bakanı Ali Babacan’ın kuracağı belirtilen parti gündemdeydi.
İşte bu seçim ve Pazar gecesi yapılan tartışma tüm bunların üzerini örttü ve tartışılmadı..
3-)Piyasa çok kötü, işçi, işveren, esnaf, köylü geleceği konusunda endişeli… Olası bir ekonomik krizden söz ediliyor.
Bu konunu perdelendi, tartışılmadı, insanlar oyalandı…
4-) Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hakkında geniş kamuoyunda ciddi boyutta eleştiriler başladı. Erdoğan, bu konuda kendinse yönelik eleştirilerin önünü kesiyor.
5-)Referandumda her şeyin şipşak yapılacağı söylentilerinin gerçeği yansıtmadığı, Cumhur İttifakı dışarıya karşı sağlam görünse de, içten içe kaynıyor, işte bu konu gözlerden kaçırılıyor. Bunun kanıtı olarak ta askerlik yasa tasarısı gösteriliyor…
Peki 23 Hazirandan sonra ne olacak…
Bir çok alanda bir erken seçim söylentileri dolaşıyor…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem mevcut muhalefetin olası bir ekonomik krizden siyaseten güçlenerek çıkmasını istemediği ve olası aynı cenahtaki muhalefetin de palazlanmasını istemediği öne sürülüyor.
Elbette tüm bunlar birer varsayım..
Ve yine tüm bunlar siyasi kulislerde dolaşan dedikodular…
Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda bir bilgimiz yok..
Tüm bunlar ne ölçüde doğru olduğunu 23 Haziran’dan sonra öğreneceğiz.
Ama son bir söylentiye daha dile getirelim ve öyle noktalayalım..
Denir ki Pazar günü Yıldırım seçimi kazanırsa AK Parti’nin eli güçlenecek, örtü ve perde politikası bir süre daha devam edecek…
Seçimi İmamoğlu kazanırsa, kar kış falan vız gelir; eylül sonrası bir genel seçim var …
Biz duyduk, yazdık…
Ne kadar doğru onu bilmiyoruz, ama 16 Haziran’da yapılan tartışma programında dağ fare doğurdu ve bu tür programda çok konuşan değil. Bilgi sahibi bir moderatöre ihtiyaç olduğu ortaya çıktı…
Yani bu tartışmada tek kazanan yoktu. Tek kaybeden de moderatör oldu…