SİYASİ İSTİKRARSIZLIK
Siyasi ve ekonomik istikrar sağlayamadığımızdan Ülkemizin kalkınması istenilen seviyede olamıyor, bu nedenlerden zaman kaybı oluyor.
1876’dan bugüne parlamenter geçmişimiz ve tecrübemiz olması ve Cumhuriyet öncesi 88 parti kurulmasına rağmen dönüp, dolaşıp aynı şeyleri tekrarlayıp duruyoruz. Nereye gidiyoruz? Neticede, ne olacak memleketin hali? Havanda su dövüyoruz.
2. Meşrutiyetin ilanından sonra İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve itilaf partileri ile seçime gidiliyor, bu iki partinin etkileri bugün hala devam ediyor.
Biri diğerine “Gerici, faşist” diyor, öteki “Dinsiz, imansız, komünist” diye cevap veriyor.
Siyasetçi gülümseyebilmeli, surat asmamalı, yumruk sıkmak yerine el sıkabilmeli.
Siyaset tek parti iktidarlar dönemleri hariç, devamlı sorunu konuşuyor, sürekli sorunlar konuşulup kavga edilecekse, partilere ihtiyaç kalmaz. Siyaset kurumları çözümü konuşmalı, çözüm projeleri üretmelidir.
“Siyaset, sorun çözmektir.”
Çözüme odaklanmayan siyaset, kavgayı beraberinde getirir. Bu durum siyasetçiye itibar kaybettirir.
Yaşanan olaylara ve edinilen tecrübelere rağmen bunlardan ders alınmıyor. İnkâr esasına dayalı bir siyaset anlayışı ile çok ağır sözler söyleniyor. Bundan Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü zarar görüyor.
“Siyaset, ülke sorunlarını ortak akılla müzakere ederek, kalıcı çözümler üretmektir.”
Böyle kavgalı ortamda, demokrasinin asli unsuru olan seçmen de, yaşananlara müdahil olamıyor, gözlemci konumunda kalıyor. Bu durum demokrasinin kalitesini olumsuz etkiliyor.
İster başkanlık, ister parlamenter sistem olsun, katılımcılık esas olmalıdır.
İktidar da muhalefet de “Ben haklıyım”, diyor.
“Nerede yanlış yapıyoruz?” diye vicdan muhasebesi yapılmalı, demokratik terbiyeye ihtiyaç var.
Öyle anlaşılıyor ki siyasi ahlak yasası kaçınılmaz. Meydan bu kadar boş bırakılmamalı.
Siyasette hırsızlık ve yolsuzluk, rüşvet, haraç, görevi kötüye kullanma ahlaksızlıktan sayılıyor.
Oysaki en önemlisi yalan, hakaret, iftira, tehdit, şantaj küfür v.s. karşılığında hiç bir yaptırımı olmayan ahlaksızlıklardır. Pişkin insanlar bu özellikleri ile uzun yıllar siyasette kalabiliyorlar. Her partide bu gibi insanlar bulunabiliyor. Bu nedenle liyakatli, kariyerli, tecrübeli insanlar siyasete girmek istemiyor, girse de durumu görür görmez ayrılıyor. Tabi ki kaybeden Ülke oluyor.
Anlaşılan o ki, siyasi ahlak yasası kaçınılmaz hale gelmiştir. Siyasette ahlaksızlık beraberinde ekonomik istikrarsızlık getiriyor.
Bu nedenledir ki, siyaseti ve siyasetçiyi hafife almak, liberal dünyanın bir alışkanlığı olmuştur.
Türkiye’de aydın ve bürokratların öncülüğünde gazetecisinden, sanatçısından, iş adamına kadar önüne gelen siyasetçiyi küçük görür. Dahası siyasetçiye güvenmez, bilgisiz ve beceriksiz olmakla suçlar. Kendilerine yetki verilse “Ülkeyi uçurabileceklerini” iddia ederler. Hâlbuki çoğunlukla siyasetin girift dünyasına dair zerre kadar fikirleri yoktur. Zaman zaman hasbelkader ünlerine, parasına, silahlı güce dayanarak tepeden siyasete girenler, bir engel karşısından savrulup giderler ve unutulurlar.
Siyaset, öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Zayıf siyasetçiler sahneden teker teker düşer ve kaybolurlar. Ama halka hizmeti Hakk’a hizmet bilenler öldükten sonra da ilelebet unutulmaz, rahmet ve saygı ile anılırlar.
Bu liderler Milletimizin güven ve teveccühünü kazanmasını bilmişler, aziz Milletimiz de onları tek başına iktidar yapmıştır. Bu Ülkeye en güzel hizmetler de tek başına iktidarlar döneminde verilmiştir.
Koalisyonlar ve ihtilal hükümetleri döneminde ise siyasi istikrar sağlanamadığından Ülkenin ekonomisi kötüye gitmiş, maalesef muhalefet partileri de bu istikrarsız dönemde üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmek yerine, sorunları müzakere ederek değil, münazara ve kavga ederek çözmeye çalışarak sorun çözmeyen siyaset, zaman zaman ülkenin baş sorunu haline gelmiştir.
Siyasette dürüstlük temel değer olmalıdır. Bazı değerler konusunda net olmak, bir amaç duygusuna sahip olmak kadar önemlidir. Bence dürüstlük her liderde en yüksek değer olmalıdır. İletişim kurmak, izlemek ve dinlemek için bir yönünüz olmalı ve o yönü takip etmelisiniz. O zaman diğerleri de size güvenecek ve takip edecektir.
Sağlıcakla kalın.