SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

SİYASİ PARTİLERDE SADAKATSİZLİK..

Devleti koruma ve kollanma konularında toplumumuza ileri düzeyde fikir akımları aşılayan bir bilgin kişiliğiyle tanınan yazar Turgut Fethi, yaşamdan kopuşunun dördüncü yılında, kitabında bıraktığı izleri hâlâ unutturmuyor.

Devletin doğuşuna ait teorilerle bilimsel görüşler üreten Turgut Fethi, 1992 yılında yayına sunduğu “Alafranga Anayasa-Alaturka Demokrasi” isimli kitabında topluma dönük yasaları incelemektedir.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri siyasetteki söz ve eylemlerin hangi doğrultuda geliştiğine dair teşhis koyan tarihi gelişmelerin bir bölümünü Turgut Fethi’nin düşüncelerinden şöyle aktarıyorum: Devletler nasıl, devlet adamlarının aczleri, beceriksizlikleri, tutarsızlıkları ile sarsılır, bazen de dağılırlarsa, partilerde liderlerinin tutarsızlıkları ve partililerin parti ruhunu kaybetmeleri ile zayıflar silinir, kaybolur yahut kimlik değiştirirler.

Fikrî haysiyeti bozulmamış, fikri heyecanı kaybolmamış partileri, hiçbir güç kolay tasfiye edemez. En güçlü ve disiplinli bilinen komünist partilerin, SSCB de ve doğu memleketlerinde ki tasfiyesini, prestroyka, glasnost gibi kelimelere yaslandırmak hatadır. Bu partileri, kendi içlerinde yozlaşmaları tasfiye etmiştir. Yukarda parti ve partili tanımlaması yaparken anlattığımız gibi, bu partiler, zaman içinde kuruluşlarındaki “fikrî haysiyeti ve heyecanı” kaybederek çıkarı ön plâna geçirmişler, birer kamu şirketi haline dönüşmüşlerdir.

Burada Atatürk’ün şaşırtıcı bir mülâhazası bir defa daha tanık gösterilebilir. Halk fırkasını kurduktan sonra verdiği bir nutukta bu fırkaya zaman tünelinden bakışına ait cümleler aynen şöyledir (“).

“……………….Bu muayyen fakat şüphesiz ve yorucu uzun olan yolun yolcuları, başlangıçtan sona kadar, bir hizada ve aynı zamanda, aynı yorgunluk derecesi ile yürümeyebilirler. Ve bu takdirde, mülâhaza ve tedbirleri arasında fark olabilir. Fakat yoldan sapmamaları, umumî hedeften nazarlarını ayırmamaları lâzımdır. Bugün muayyen bir yolun başında bulunuyoruz. Henüz mülâhazalara tesir edecek kadar mesafe alınmış değildir..”

Burada açık olarak Atatürk, bu partinin zaman içinde değişeceğini, partilerin uzun yolculukta aynı noktaî nazarı koruyamayacaklarını söylemekte ve hedeften nazarlarını ayırmamalarını istemektedir. Bu partinin şimdiki çizgisine bakanlar, bu sözlerin sarf edildiği tarihteki noktada olup olmadıklarını anlayabilirler.

<