SİZ Mİ ARABAYI TAŞIYACAKSINIZ?..
Araç, yani binek otomobili alırken aklı, heveslerin önüne geçirmenin ve analiz seçeneklerinden yararlanmanın gerekli olduğunu söyleyen satış rekortmeni bir uzmanla görüştük.
Alacağınız araba sizi mi taşıyacak, yoksa siz mi arabayı?
Bu kuralla yola çıkıldığında araba seçme şansınız yüksek olacaktır..
Türkiye her çeşit otomobillerle “marka bolluğu” yaşayan bir ülke konumuna girdi.
Dünya’daki mevcut otomobillerin markalarıyla Pazar bulduğu ülkemizde, iç piyasalar satış rekorları kıracak düzeye ulaştı.
Türkiye bu haliyle otomobil tutkusu en yüksek ülkeler arasında sayılıyor.
Her model, her marka otomobili müşterilere cazip kılacak propaganda yönünden de ilginç yöntemlerle rekabet mücadeleleri gittikçe yoğunluk kazanıyor.
Satış acenteleri, müşteriyle iyi ve kaliteli ilişkiler kurmakta uzman kişilerle çalışmayı bir ekol haline getirmiş bulunuyor.
Danışmanlık motivasyonu yüksek müşteri temsilcilerinin aktivitelerinden yararlanan satış firmaları, bu meslek dalını “doğru hizmet, doğru insan” anlayışıyla etik bir kurum haline getirmeyi gerekli görüyorlar.
Ülkemizde otomobil imalatçısı ünlü bir firma, bu konuda ilk adımı atmış bulunuyor.
Firma, Türkiye genelinde düzenlediği satış kotası sistemiyle satış firmaları arasında en fazla müşteri kazanan danışmanlarının performans çizelgelerine bakarak birincilik kriterlerini ortaya çıkarmayı hedeflemiş.
İlk defada, müşteriyle ilk temasında, etik davranışlar göstererek ürünün satışını sağlayan Selim Genç ismindeki pazarlama temsilcisine Türkiye genelinde birincilik ünvanı verilmiştir.
Üniversite mezunu, tasarım, iletişim ve fotoğraf dalında eğitim gören Türkiye birincisi seçilen Selim Genç, geleceğin satış teknikleri üzerinde şu açıklamayı yaptı:
İnsan mı arabayı taşıyacak, yoksa araba mı insanı? Bu sorunun ana perspektifi içinde kalarak müşterilerime “akıllı hedefler sunuyorum. Satış birincisi seçilmemi, müşterilerine karşı etik davranışlar içinde bulunmama bağlıyorum.”
ARAÇ ALIRKEN
ACİL HEVESELER
KAPILMAYIN..
İnsanların düşünme ve öğrenme seçenekleri beynin merkezinde şekillenir. Ancak zekamızın tercihlerini biz seçemeyiz. Hayatımızın temelinde beğenmek ve beğenilmek esastır. Gözlerimiz ve duyu organlarımızın cazip gösterdiği şeyler, aklımızı bastırarak heveslerimize de esir düşebilir. Korkuları ayırt edemeden nefes alan insanlar, çevrelerine keşfedici gözlerle bakamazlar. Genelde yanılgılarla dolu bir hayat izlerler.
Kılıkırk yaran, her şeyi inceden inceye hesaplayan kimseler aktif dikkatleri nedeniyle kafalarındaki mekanizmayı iyi çalıştırırlar.
Seçici insanlar, araba alırken rengine, parıltısına, motor kaputunun altındaki hasarların kamufle edilip edilmediğini ilk bakışta düşünemezler. Malın markası, aldatıcı görünümü, beğeni dürdüsünü körüklediği için biran evvel o araca malik olmak hevesine sürüklenirler..
Türkiye’de ürünler üzerinde, zihinsel aktiviteler konusunda yetersiz kalan büyük bir alıcı kesimi mevcuttur. Bu tiplere, “aklını çalıştırmayan” kimseler gözüyle bakılır.
Analiz koşullarının dışında kalan ve acil heveslerini düşüncelerinin önüne geçiren pek çok tüketicimiz, sonradan dizlerini döver hale gelmişlerdir. Bu bakımdan, güvenilir danışmanlık birimlerinden, aklı doğru yöneten ve sağlıklı katkı sağlayan düşünce merkezlerinden yararlanmak gereği kullanılmalıdır.