SON 20 DAKİKA
Bir takımı mağlup olduğunda eleştirmek her zaman çok kolaydır. Ancak galip geldiğinde eleştirebiliyorsanız ya da zaferle biten bir maçın sonunda hatalarınızı görebiliyorsanız ancak bu yolla gelecek maçlarınızı doğru analiz edebilirsiniz o maçların öncesinde.
Öncelikle yiğidin hakkını yiğide verelim. Her geçen hafta Fenerbahçe, Fenerbahçe gibi oynamaya devam ediyor. Kazanıyor, kaybediyor, berabere kalıyor, belki hakem hatalarıyla puan ve puanlar kaybediyor, keza teknik adam hatasıyla da oluyor kayıplar ancak sarı lacivertliler doğru oyunu oynama hedefine doğru üstüne koyarak devam ediyorlar. Zenit maçı hem sezonun hem de Ersun Yanal’ın en düzgün oyunuydu diyebiliriz sahada doğru futbolu ortaya koymak adına. Ersun Yanal rüştünü ispatlamış bir teknik adam. Kariyerinde Gençlerbirliği’nde yaşadığı başarıları var özellikle Avrupa arenasında. Milli Takım hocalığı var ve elbette Fenerbahçe’yle Nisan ayında garantileyip yaşadığı bir şampiyonluk var. Sonuçta Yanal ülkemizin yetiştirdiği elit hocalar kategorisinde.
Zenit’e karşı farklı takımla çıktılar sahaya. Süper Lig kadrosu şöyle, UEFA Avrupa Ligi kadrosu böyle, orda kullandığını burda kullanamazsın falan filan derken Slimani, Valbuena, Harun sahadaydı sürpriz isimler olarak. Harun penaltıyı kurtarmasa belkide galip gelemeyeceklerdi. Slimani karışan ceza alanı içinde son dokunuşu aylar, haftalar, günler sonra net yaptı ve takımını 1-0 öne geçirdi. Herkes Ayew’i beklerken sahada Valbuena vardı. Efendim 6 maç daha oynarsa gelecek sezonki sözleşmesi otomatik olarak uzar dedikoduları havada uçuşurken, Fransız oyuncu 65’den sonra yorulsa bile mücadelenin son saniyelerinde oyundan alındı hocası tarafından. İster maestro olarak isimlendirin, ister okestra şefiydi diye yorum yapın, Matthew oyun içinde serbest oynayarak bir orda bir burda, özetle oyunun her anındaydı . Taki yorulana kadar elbette. Golün hemen öncesindeki korner vuruşunun dokunuşu da Fransız futbolcuya aitti. Fenerbahçe ilk 35 dakika müthiş bir baskı-pres, yüksek pas yüzdesi, topa sahip olmasıyla, İsla-Hasan; Moses, Valbuena ile kanatları kullanarak ve rakibine pozisyon dahi vermeyerek Ersun Yanal imzalı bir takımdı.
ERSUN HOCA NE YAPMAK İSTEDİ?
Zenit o soğuk ama sert Rus futbolunun çok uzağında kaldı Kadıköy’de. Çok güçlü olan; duran toptan gol kazanma ki penaltıyı bile kaçırdılar, kanatları rahat kullanma, araya top atıp forvetlere gol pozisyonu hazırlama, kontra atak gibi varyasyonları bulamadılar. Sadık-Skirtel ikilisinin müthiş uyumu, merkezde Topal-Jailson uyumuyla birleşince Ruslar istediklerini bir türlü gerçekleştiremediler.
Maç öncesinde Tolgay oynayacakken, ısınırken sakatlanması belkide hayra alametti. Onun sakatlanmasıyla oynama şansı bulan Eljif sadece 6 numara değil, 8 numara hatta acil durumlarda 10 numara bile oynayabileceğini gösterdi. Fenerbahçe Zenit’e karşı ikinci bölgede, iki 6 numara ve bir 8 numarayla oynayarak merkezini sağlam kurup orta sahada kalabalık olmayı tercih etti. Eljif’in performansı öncesinde bir çoklarımız; 3’lü defansif kurguyla topun orta alandan hücum alanına nasıl gideceği konusunda aşırı endişeliyken, Fenerbahçe orta alanda adeta bir elmas bulmuş gibiydi bu zorunlu değişiklikten sonra. Futbol ilahlarının yardımıyla ortaya çıkan merkezdeki bu üçlünün güzel oyunuyla ilk kornerini altmışlı dakikaların başında ancak bulabilmişti Zenit takımı.
Peki ne olduda Ersun Hoca 72. dakikada oyuna Ayew’i aldı hem de 19 yaşında olan, mükemmel oynayan, üstelik Kayseri deplasmanında sadece 9-10 dakika oynayarak taze kalan Eljif’i oyundan çıkararak? İnanın çözememiştim hocanın amacını! Valbuena çıkmalıydı çünkü yorulmuştu. İlla Elmasın oyundan çıkması gerekiyorsada, esas bölgesi ön libero olan Roman girmeliydi oyuna. O dakikada sahada tek forvet; Dzyuba ve kanat forvet; Driussi ile oynarken, 74. dakikada oyuna Azmoun’u aldı teknik direktörleri Sergey Semak. Rus teknik adam orta sahasını üç oyuncudan ikiye indiren, neredeyse dört forvet; Valbuena-Ayew-Moses-Slimani, ile oynamayan çalışan ev sahibine karşı çift forvete dönmüştü ama gerekli cesareti gösteremeyip daha ofansif bir orta saha oyuncusu olan Marchisio’yu daha erken oyuna almayı akıl edememişti.
Bize ilk devrede güzel futbol izlettirerek gözlerimizin pasını silen Fenerbahçe oyuncu grubuna ve teknik edip sonsuz teşekkür edelim. Ancak son 20 dakikadaki oyunu yeniden göremek istemediğimizi de belirtelim. Fenerbahçe bu baskılı futbolunu en az 60-70 dakikaya yayma çarelerini aramalıdır bir an önce. Sayın Yanal orta sahada çok sağlam bir üçlü buldunuz tesadüfende olsa. Bu orta saha oyuncu kalabalıklığında kafanızın karışacağı aşikar. Ama o son 20 dakikada sizin kulağınıza küpe olmalı. Siz siz olun, orta sahanızı sakın ola eksiltmeyin lütfen.