ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

Sorumsuzluk

İnanın sonuç çok da önemli değil. Maç kazanırsınız, maç kaybedersiniz. Hatta kötüde oynayabilirsiniz. Ama sorumsuz oynayamazsınız. Fenerbahçe'li oyuncular tek kelimeyle sorumsuzdular ve sorumluluk almadan oynadılar.

Demirel'in çabası, Topal'ın gayreti dışında kendini zorlayan oyuncu yoktu. Hani birazcık da şu oynadı diyebilir miyiz böylesine bir oyundan sonra? Eğer Hasan Ali oynadı derseniz, hayır diyeceğim cevap olarak. O da saman alevi gibi her hafta. Bir parlıyor bir sönüyor, bir var bir yok adeta. İlk yarı biraz kıpırdandı, ikinci yarıda o da takıma uyup derin uykuya daldı.

Eksikler Mazaret mi?

Bu tarz bir oyundan sonra maç yazısı yazmak da zor. Ama ister istemez Arsenal'in profesör lakaplı hocası Wenger'in sözleri geliyor aklıma. Maç sonu Advocaat'ın da dediği 4 eksik olması, sanırım Şener, Skirtel, De Souza, Persi'den bahsediyor olmalı, ki Arsene hoca da tam da bundan bahsediyor. Kendisi son yıllarda pek  tercih etmesede konu 4-4-2'ye gelince şöyle yorum yapıyor: “Kanımca sahayı en iyi parselleyeceğiniz sistem 4-4-2'dir. Sahanın merkezlerinde oynayan oyuncuların olduğu 3 bölge saha hakimiyeti açısından size rakibinize göre %60'lık üstünlük sağlar. 2 stoper, 2 orta saha merkezi ve 2 santraforla bu parselizasyonu yapabilirsiniz.  4 kenar oyuncunuzla da, bunu %100'e çıkarırsınız”. 
Böylesine kötü bir sezon yaşayan Fenerbahçe'nin en uyumlu ikilileri Skirtel-Kjaer ve Topal-De Souza. Bu maçda o uyum bölgeleri noksandı. Fenerbahçe Advocaat'la çift forvet oynamadığı için o bölgeyi de domine etmenin imkan ve ihtimali yoktu.  Fenerbahçe’de yıllardır devam eden “Hücumcu beklerle oynama” mantalitesi bu sezon gerileme dönemine girmişti. Şener ve Hasan Ali’nin, Gökhan ve Caner kadar etkili olamamasının üstüne sağ beksiz kalınması ve Köybaşı’nın Hasan Ali’ye alternatif  olamamasıyla Hasan Ali neredeyse her hafta oynarak çok yıprandı. Sonuçta, Antalya maçı itibariyle bekleri hücumcu gibi kullanma taktik anlayışı da resmen çökmüş oldu. Eksikler asla mazeret olmamalı. Bu yerleri doldurmakta hocanın sorumluluğunda. Demek ki, oyuncular kadar hoca da sorumsuzdu bu kayıpta.

Fener’in İlacı Neden Samuel Eto’o Olmasın

Ozan, Motta-El Kabir ikilisiyle mücadele edecek kapasitede değildi. Nitekim golde bu şekilde geldi. Keza orta sahada oynayan Salih ve Alper'in takımı çekip çevirmesi beklenirken ve gerekirken takımı yönlendirme adına ortaya bir şey koyamamaları dünkü maçın sonucunun ortaya çıkmasındaki bir kaç faktörden biriydi elbet. Advocaat muhakkak ki haklı. Takıma yakışmayan oyuncular var. Peki tecrübeli hocanın hiç mi kusuru yok? Belki Stoch’u kenarda oynatmak da bir şey ifade etmeyecekti ama Miroslav oyuna girdikten sonra, Slovak oyuncuyu forvet arkası yapıp Sow’dan ısrarla kanat adamı olarak yararlanma inadını da anlamak mümkün değildi doğrusu.

Gelecek sezon adına Fenerbahçe’nin kadrosunda büyük değişiklikler olacağını düşünüyorum. Futbol gol demekse, Sarı lacivertlerin sağlam bir santrafor’a ihtiyacı var. Persi-Emenike-Moussa-Fernandao… Hiçbirisi Fenerbahçe’nin çehresini değiştirecek forvetler değiller. Takıma liderlik edecek futbolcularında azlığını düşünürseniz, alınacak golcü oyuncu birazda lider karakterli olmalı. Çok uzağa gitmesinler bence. Yaşı 36 olsada, Samuel Eto’o karakteriyle ve golcü kimliğiyle pekala seneye Fenerbahçe’de rahatlıkla oynar.

Gelelim işin püf noktasına: Fenerbahçe’nin bu görüntüyle Başakşehir'i eleyip finale çıkması kolay olmayacak gibi. Skirtel ve Joseph'in 11'e dönecek olmaları böylesine bir dönemde takım için de hoca için de büyük şans. Ancak Başakşehir’de artık kendisini büyük takım kategorisine hakkıyla yazdırdı. Eğer maç 2-2’ye gider ve 120’ye uzarsa, finale çıkma ibresi Başakşehir’e döner.

<