SÖYLEM DEĞİL EYLEM GEREK
97 Yıllık Cumhuriyet tarihimizde 67 hükümet kurulmuş, ortalama bir buçuk senede bir malum nedenlerle hükümetler değişmiş ve siyasette istikrar sağlanamamıştır. Koalisyon dönemleri söylemler ve vaatlerle geçmiş, tek başına iktidarlar döneminde önemli reformlar ve icraatlar yapılabilmiştir.
Koalisyonlar döneminde yüksek enflasyon ve faiz sistemi ülke ekonomisini bozmuş ve Ülkemiz borç batağına düşmüş ve dışa bağımlı hale gelmiştir.
Buna çare olarak Devlet kadroları yandaşlarla istihdam edilmiş, Devlet kadroları hantallaştırılmış, bürokratik işlemler arttırılmış, hayali ihracat yaygınlaşmıştır. Doksan yedi yıldır geçmişteki bu tahribatlar nedeni ile enflasyon ve terörle mücadele halen devam etmektedir.
Geçmişte uzun yıllar parlamenter sistemle yönetilen Ülkemiz başarılı olamadığından Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçilmiş, ancak yeni bir Anayasa yapılamadığından bu güne kadar yapılan yasal düzenlemeler tam yeterli olamamıştır. Buna rağmen Dünyanın ve Ülkemizin içinde bulunduğu zor şartlara rağmen Ülkemizin büyümesi ve kalkınması Milletimizin olağanüstü gayreti ile devam etmektedir.
Ülkemizi yönetenlerin içinde bulunduğumuz zor koşullar sebebiyle üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları söylemlerle ile değil icraatlarıyla göstermelidirler.
Örnek verecek olursak Sağlık, İç İşleri, Çevre ve Şehircilik, Mahalli İdarelerdeki Yöneticilerimizin büyük çoğunluğu cansiperane çalışmaktadırlar. Görev ve sorumluluklarını yerine getirmede yetersiz kalan yöneticilerimizin uyarılması veya değiştirilmesi gereklidir. Zira Korona-19 salgının yayılması nedeni ile zor koşullar artmaktadır. Özel sektörde uzman kişi ve kuruluşlar Devletimize yardım ve destek olmalıdır. Mesleki eğitim çok önemli olup, çok gecikmiş de olsa meslek okullarındaki eğitimin fabrikalarca yapılması kararı çok doğru bir karar olup, uygulama Ülke sathında yaygınlaştırılmalıdır.
Yıllardır üzerinde durulan bir diğer önemli husus da bürokratik işlemlerin piyasa ve çağın koşullarına uygun hale getirilmesidir. Bu önemli konu hem ekonomiyi ve piyasayı canlandıracak, hem de trafiği bile rahatlatacak, resmi dairelerdeki yığılmalar azalacaktır. Sözün kısası Merkezi Yönetimin yanı sıra Mahalli İdarelerdeki yetki ve sorumluluklar arttırılmalıdır.
Söylemlerle yeterince vakit kaybedilmiştir. Geçmişteki hastalıklar telafi edilmelidir. Birinci öncelik ekonomiye güven duyulmasıdır. Güvenilir ve sürdürülebilir ekonominin;
Birinci şartı ise güçlü bir hukuk sistemidir.
İkinci şartı ise güçlü doğal kaynakların ortaya çıkarılmasıdır.
Üçüncü şart güçlü fiziki sermaye ve altyapıdır.
Dördüncü şart toplam mühendis ve iş gücüdür.
Beşinci şart yüksek nitelikli insan kaynakları ve teknoloji üretme kapasitesidir.
Bir ülkenin güvenilirliği yüksek döviz kurlarında değil somut kavramlar üzerinde aranmalıdır. Vakti geçmeden bu nedenle
Söylem değil,
Eylem gereklidir.
Enerji Bakanlığımızın tahminen 405 milyon m3 doğalgaz rezervi genç ve nitelikli insan kaynağımız ve iş gücümüzün kullanılmasıyla başarılmış olup, takdire şayandır.
Mümkün olan zamanda, mümkün olanları yapmalıyız.
Mümkün olmayan zamanlarda mucize yaratılamaz.
Mesut YILMAZ'a ve İzmir depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet ve yaralılara acil şifalar dileriz.
Sağlıcakla kalın.