Şu Macron meselesi (1)
Fransa’nın başı hep cumhurbaşkanları ile derttedir…
Yarı başkanlık adı altında yaşanan garabet, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın güç yarışına sahne olur..
Son yıllarda Cumhurbaşkanı genelde dış sorunlarla, Başbakan da iç sorunlarla ilgilenir oldu.
Fransa kendi değer yargılarına göre Avrupa’nın lider ülkesi.
Ancak iki rakibi var; Şu anda liderlik koltuğunun patronu Almanya ve eski dünya imparatoru İngiltere…
İngiltere’de ciddi iç sorunlar var. Etnik kavga ülkeyi bölmek üzere…
Kraliçeye bağlılığını devam ettiren dominyonlarda Londra’yı pek dinlemiyor..
ABD ile kağıt üzerinde halen savaş halinde olan bağımsızlığı ise defakto olarak sürdüren Almanya, torun Trump (başkanın babası Alman asıllı bir genelev patronu) tarafından terk edilince kolu kanadı kırılıvermiş bir ülke durumunda…
Fransa ise Akdeniz’deki tüm üstünlüğünü kaybetmiş bir ülke…
İşte bu ülkelerin yarışında ilginçtir tek hedef: Türkiye…
İlginçtir diyoruz çünkü Avrupa ve dolayısı Vatikan’ın uydusu bu devletler bir zamanlar kul köle oldukları Osmanlı’nın devamını ezerek güç göstermek peşindeler…
Fransa bunların başını çekiyor ve aklısıra Türkiye’yi hizaya getirirse hem Hristiyan dünyanın hem de Avrupa’nın lideri olabilecek…
Aslında elbette Elise Sarayo’nın arkasında bir güç var:
O güç önce Siyonist destek aradı Sarkozy’ı başa getirdi.
Sarkozy o işi beceremedi pılısını pırtısını toplayıp gitti…
Bu kez ezikliği kendisinden 30 yaş büyük öğretmeni ile evlenerek gidermeye çalışan bir başka oyuncak olan Macron kukla perdesine sürüldü.
Şimdi, Macron Türkiye ile baş etmeye çalışıyor.
Macron Akdeniz’de kaybettiği üstünlüğü Mısır, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimiyle çözmeye Yunanistan ile Türkiye’yi de kapıştırarak yıpratmaya çalışıyor..
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın hakaretlerine çoğu zaman yarabbi şükür diyen Macron, yine ses çıkarmıyor..
Şimdi tek umudu Merkel..,
Peki olay nasıl gelişiyor…
BBC’nin yorumuna göre; Fransa'da sınıfta Muhammed Peygamber karikatürleri gösteren öğretmen Samuel Paty'nin öldürülmesinden sonra alevlenen radikal İslam tartışmaları, hükümetin 'İslamcı ayrılıkçılık' ile mücadeleyi öncelikli maddeler arasına koyacağını açıklamasından günler sonra yaşandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, iktidara geldikten 18 ay sonra, 2 Ekim 2020'de 'İslamcı ayrılıkçılık' ile mücadele edip laik değerlerin savunulması için bir dizi yasa geçirme planlarını açıkladı.
Bir liderin iktidara geldikten bu kadar kısa süre içinde hem dünya genelindeki çatışma hatlarında aktif rol üstlenme hevesi, hem de ülke içinde başkent Paris'te Charlie Hebdo dergisi, Bataclan ve Nice'teki saldırılar sonrası radikal İslam tartışmalarının hala gündemde olduğu bir dönemde 'İslamcı ayrılıkçılık' ile mücadele etme planları kimileri tarafından 'fazla hırslı' görüldü.
Macron, 2 Ekim'deki konuşmasında Vahabizm, radikal İslam ve Selefilik atfıyla "İslam, bütün dünyada kriz yaşayan bir din. Siyasal İslam'a inanmıyoruz, dünya istikrarı ve barışı ile uyumlu olduğuna inanmıyoruz" dedi.
Ama Fransa'da aşırı sağcı Marine Le Pen ile başa baş kaldığı sandıklar yeniden kurulmaya hazırlanırken, Macron'un benzer bir çekişmeye girmeden daha geleneksel, sağcı seçmen arasında kamuoyu yaratma çabasında olduğu yorumları da yapılıyor.”
(Devam edecek)