Osman Güvenir

Osman Güvenir

SUÇ İŞLEYEREK EROZYONA UĞRUYORUZ

   Ülkemizdeki suç oranlarının artık tablosunu Kıdemli Savcı Akyener bütün çehresi ile ortaya koydu.  Özellikle suçların ağırlık noktası Girne oluyor yapılan açıklamalara göre.

   Savcı Akyener’in yapmış olduğu açıklamalarda en çok dikkatimi çeken üç ifade vardır.  Bunlardan birisi, “Suçların çeşitliliği”ndeki artış ve “Suç işlemek için sersemletmek”, diğeri “Uyuşturucu ve silah kullanmak” ve bir diğeri de, “Kişiyi hedef alan suçlarda ciddi artış.”

   Trafik kazaları ve adi suçlar bir yana, en önemlileri bence de Akyener’in parmak bastığı o üç unsurdur.

   Akyener “Suçlardaki çeşitlilik” ifadesini kullanırken, hiç de alışık olmadığımız ve görmediğimiz, hatta işitmediğimiz suç türlerini anlatıyor.  Yani aklın ve hayalin alamayacağı kadar insana acı veren ve kabul edilemeyen suçlar...

   “Uyuşturucu ve silah” ise, hemen hemen her gün gazetelerde okuduğumuz en büyük suç dilimleridir.  Tek bir gün bana uyuşturucu haberi olmayan uyuşturucusuz haber gösterebilir misin?  Gösteremezsiniz.

   Trafik dosyalarının sayısı ise, 3225 olarak veriliyor.  Trafik suçlarında bireyin hataları ve sorumsuzlukları vardır.  Yani herhangi birşekilde cana kasıt yoktur trafik suçlarında.  Ama yine de dosya sayısı hayli kabarık.

   Sadece silah kullanmak, biz Kıbrıslılar için alışık olmadığımız bir suçtur. Kıbrıs kanunlarına göre kimse izinsiz olarak tasarrufunda tabanca veya bir başka silah bulunduramaz.  Lakin gelin de görün...  Hatiçte gelen bir sürü insanın elinin altında tabanca veya bir başka silah vardır.  Şayet bir gün polis habersiz bazı evlere baskın yaparsa, herhalde binlerce tabanca ele geçirecek.  Tabii ki özellikle Türkiye vatandaşlarının bir tutkusudur elinin alında silah bulundurmak.

   Evinde tabanca veya herhangi bir ateşli silah bulunduran insanlar, genellikle kendi özgüvenlerini yitirmiş veya kendilerini tehlikede hissetmiş olanlardır. 

   Silah bir emniyet aracı mı?  Şayet sizin birisi ile husumetiniz varsa, şayet siz birilerine çok büyük kazıklar atmışsanız, şayet birisinin kasti ölümüne sebebiyet vermişseniz, o zaman evinizde silah bulundurursunuz.

   Hatta bazı kişiler arabalarının torpido gözünde tabanca saklarlar.  Niçin?  Olası bir silahlı saldırı karşısında kendini korumak için.

   Silahlı çatışmalar genellikle şahsi çıkarlardan meydana gelir.  Veya bir efelenmeden.  Mesela zaman zaman Türkiye gazetelerinde düğünde havaya yapılan tabanca atışlarından nice insanın öldüğünü görmüşüz. 

   1974’ün hemen sonrasındaki özel göçmen yerleşiminde anılarımda kalan bir olay vardır.  Türkiye’den özel göçmen statüsünde adaya getirilip de Karpaz’a yerleştirmek için toplu halde oraya götürülen göçmenlerin bazıları havaya silah sıkarak, “Biz Maraş için Kıbrıs’a geldik” diyebilmişlerdir. Tabii ki bütün mesele ganimet meselesiydi.  Bu da hayatımızın bir başka sahnesidir anlayacağınız.

   Hakikaten uyuşturucu çok büyük bir sorun olarak önümüzde duruyor.  Mahkemelerdeki uyuşturucu dosyaları dağlar kadar oldu.  Hiç tahmin etmediğiniz insanların uyuşturucu belasına nasıl bulaştıklarına şahit oluyoruz.

   Tabii ki uyuşturucu meselesinde, bir de bizim kuzey-güney ilişkilerimiz vardır.  Türkiye’den gelip de gümrükten uyuşturucu geçirmek imkansızdır.  Lakin yine de beceren becerebiliyor.  O polis köpeklerinin burun kokusunu aşmak kolay mı?

   Görülüyor ki, güneydeki bazı uyuşturucu odakları ile kuzeyin uyuşturucu odakları işbirliği halinde büyük para vurgunu için işbirliği yapıyorlar.  Bereket versin ki polisimiz bu konuda kimseye göz açtırmıyor. Ne kadar genç fidanlarımız uyuşturucudan zehirlenip hayatlarını kaybediyor...

   Bazen düşünüyorum... Mahkemeler ve yargıçlarımız bu suç dosyalarına nasıl yetişirler ve davaları karara bağlarlar, diye.  Gerçekten o kadar çok suç dosyası vardır ki, makina olsa hiçbir yargıç bu davalara yetişemez. 

   Yine çıkar odaklı araç kundaklamaları hala gözlerimizin önünde cerayan ediyor.  Gözlerimizin önünde derken, kundaklama haberlerini kastediyorum.  Nedense kundaklanan araçlar, hep galericilere aittir.  O da bir husumetten veya bir çıkar çatışmasından meydana gelmesindendir.

   Mesela yine Girne’de 1 Ocak’la 3 Ağustos arasında Girne Kaza sınırları içinde 415 cürüm dosyası işlendiği haberi var.

   Neden Girne?  Neden cürümlerin yoğunluğu o bölgedendir?

   Girne artık eski Girne değildir.  Hani anılarımızda kalan bakir Girne değildir önümüzde duran.  Kozmopolit bir kent haline gelen Girne’de çeşitli insanlar adeta bu kenti kendilerine mesken tuttular.  Binlerce iş yeri, binlerce çalışan, gece kulüpleri ve kumarhaneler hep çıkar odaklı hep o “kozmopolit” kelimeciğinin içinde yer alır.

   Kısacası bu ülke, suçlar ve suçlularla ahlaki erozyona uğradı.

<