Sular karardı
Bütün dünyada su, içme suyu, kullanma suyu, sanayi suyu meselesi var. Dünyanın dörtte üçü su,
insan, hayvan ve bitki varlığının dörtte biri su ama her canlının, milletlerin, devletlerin, ülkelerin su
sorunu en önemli sorunlarından biri. Hem öyle sorun ki, üçüncü dünya savaşı su yüzünden çıkacak
tahminleri oldukça yaygın.
xxxx
Ülkemizin doğu bölgesi hariç üç tarafı su ile çevrili. Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz gibi dört
denize sahilimiz var.
Bir çoğu, Anadolu, Türkiye topraklarında doğan, bütün alanı sulayarak salına salına, denizlere dökülen
akarsularımız var. Suriye’den çıkıp Türkiye’ye girip yüzlerce kilometre yol kat edenler de var. Fırat ve
Dicle, Güneydoğu’da. Aras, Karasu, Botan, Doğu Anadolu’da. Porsuk, Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya,
Çoruh, İçanadoluda. Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes, Ege’de. Susurluk, Gönen Çayı ve
Ergene ise Marmara bölgesinde sahip olunan akarsular. Toplam 84 bin 200 kilometrede akıyor bu
sular.
Göllerimiz de Hazar, Van Gölü, Eğirdir Göller Yöresi hesaba katıldığında Türkiye’nin su ile ilgili olarak
bir sıkıntısının olmaması gerekiyor. Gel gelelim 20130 yılında ülkemiz susuz kalacak.
Xxxx
Yöneticiler, meseleyi sadece siyaset olarak algılayınca, sandığa gitmek ve rakiplerini yok etmek için
tüm çabalarını harcayınca, her seçimde bir mağduriyet rolü üstlenince, içerde ya da dışarıda her
dönem için farklı düşmanlar üretip, o düşmanlara karşı halkın desteğini isteyince, olmadı savaş
kıyısına kadar işi itekleyince, ister istemez ciddi konular hiç akla gelmiyor ve kimsenin sözlerinde,
yazılarında konu edilmiyor.
Xxxx
Bir de yöneticilerin yaptığı bir siyaset hilesi var. Şimdi deniliyor ki; savunmamızı dışa bağımlılıktan
kurtaracağız. Bugün için savunma sanayimiz yüzde 40 dışa bağımlı. Enerjide ne kadar dışa bağımlı
ülke buna bakmak gerek. Enerjide yüzde 75 dışa bağımlıyız. Peki, enerjide bu kadar dışa bağımlı
olunurken savunmada yüzde 40 olur mu? Olmaz. Ama yöneticiler bu rakamları ayrı zamanlarda
söylerler ve bir başarıyı müjdeler gibi söylerler. O yüzden de gider. Hemen hemen, hiç kimse de bu
oranları, rakamları irdelemez.
Xxxx
Doğu ve Güneydoğu halkı genellikle çok ağlar ve sesleri çok çıkar. İçanadolu’daki, halk da onlardan
daha fazla mağdur olanlar var, ama sesleri fazla çıkmaz. Onlar mütevekkil, sabırlı, katlanan
insanlardır. İçme suyu bahsinde, kullanma suyu, temizlik suyu bakımından çok mahrum bölgeler var
İçanadolu’da. Kayseri’de bile.
xxxx
Tırakya’nın, Edirne’nin, Tekirdağ’ın bir meselesi var. Yıllar yılı sürüp gidiyor. Tunca nehri taştığında, ya
da Yunanistan baraj kapaklarını açtığında yaşanan sel baskını. Türkiye’nin en gelişmiş, şehirleşmiş,
medenileşmiş bölgesi Tırakya. Burada bile su ve sel meselesi halledilmemiş. Siyasetçinin tavrı net.
Orada belediye başkanlığını hangi parti alıyor, milletvekilleri hangi partiden. Önemli olan bu.
Yunanistan belirsiz günlerde ve saatlerde baraj kapaklarını açmıyor. Haber veriyor. Peki açığa akan su.
Her zaman çok ihtiyaç duyulan bir madde. Çok u zor, depolama gölleri oluşturmak çok mu zor?
Xxxx
Aklı evvel belediye başkanları şehirlerine hava katmak için, yapma denizler oluşturabiliyor
istediklerinde. Oy için yapılmadık ve yapılmayacak şey yok. Yapmayın efendim. Bu oyu
putlaştırmaktır. Seçimi, sandığı putlaştırmaktır. Her şeyi oy için olamaz. Akıl için, maslahat için, iyilik
ve güzellik için, yani insana hizmet için, yani Allah için yapmak gerek.
Ahmet Haşim bey, sular sarardı, sular karardı mısralarını yazarken acaba suyun önemini kerameten,
göstermiş midir?