SÜRÜ
Çok oldu, şimdi ayrıntısını hatırlayamıyorum. Devlet demiryollarında çalışırken garip bir davayla muhatap olmuştum. Dava bir tazminat davasıydı.
Dosyada olay şöyle özetlenmişti. Bingöl’ün bir ara istasyonunda, çoban sürüsünü birkaç istasyon öteye götürmek için istasyon şefiyle anlaştı. Dosyadaki tarihe bakılırsa hava soğuk bir kış günüydü.
Danimarka’dan İran’a tavuk, yumurta vs götüren soğuk hava vagonlar nasılsa istasyonda kalmıştı. Şef ile çoban anlaştılar. İstasyon şefi;
-Yazık ,şansınız varmış. Vagonlar da boş. Üşümezler,dedi. Çoban da başını salladı;
-He ,valla iyi olur,üşümezler ,dedi.
Çok geçmeden ,tren hareket etti. Dura kalka, tren bir süre sonra menzile ulaştı. Menzilde, çoban ile istasyon görevlisi kapıyı açtı. Manzara korkunçtu. Sürünün tamamı havasızlıktan boğulmuştu.
Sürünün sahibi , TCDD aleyhine dava açtı.
Aradan neredeyse kırk sene filan geçti.
Gazetede okudum; bugünlerde olayın benzeri, İngiltere’nin Güneydoğusundaki Essex bölgesinde yaşandı. İngiliz polisi şüpheli görülen bir tırın içinde yaptığı incelemede 39 ceset buldu.
İnsan kaçakçıları, mültecileri , soğutuculu bir yük konteyneri içinde İngiltere’ye geçirmek istemişlerdi. Belçika’dan bir feribotla İngiltere’ye geçirilen tırın durumunu şüpheli gören İngiliz polisi konteynerin kapısını açtığında gördüğü manzara korkunçtu. Yolcular havasızlıktan boğulmuşlardı.
Cehalet zaman, mekan tanımıyor!
Empati yok.
Havanın, güneşin, toprağın suyun kıymetini bilmeyenler, cehaletleriyle yeryüzüne ölüm, vahşet saçıyorlar. Birkaç yüz dolar için insanları soğutuculu konteynere doldurup kapıları sürgüleyip ölümlerine sebep olanlara cahil mi denir, katil mi? Bakalım, aradaki farkı İngiliz adaleti nasıl değerlendirecek?
Soygun ve savaşlarla insanları sürü durumuna düşüren Batı, sebep olduğu mülteci akınına karşı dikenli tellerle, duvarlar, çeşitli tuzaklarla engel olmaya çalışıyor. Engel olmaya çalıştıkça da mazlumların kanları ellerine yüzlerine daha çok bulaşıyor.
Ey Batı’nın soygun rantıyla demokrasi, insan hakları nutukları atan besleme küçük burjuvaları, sırtları okşanarak ateşe ve kana sürülen sözüm ona özgürlük gerillaları, üzerlerine ölü toprağı serpilmiş tuzu kuru aydınlar, insanları sürü hükmünde gören emperyalizme karşı mazlum halkların safında ayaklanın.