KENAN SÖNMEZLER

KENAN SÖNMEZLER

TAM O SIRADA 'OLEYY' DEMEK

Haftaya neşeli girelim, ya da haftayı neşeli kapatalım. Yazı günümün Cuma olmasının en güzel tarafı da bu olsa gerek… Köprü gibi hissediyorum kendimi. Eski bir haftadan yeni bir haftaya geçişin hiç eskimeyen köprüsü… “Mübarek” olayına hiç girmeyeceğim tartışma değişik boyutlara taşınıyor yaz yaz bitmez… “Mübarek” mübarektir, zaten “mübarek ay”dayız… “Bayram”a ne kaldı şunun şurasında.
Efendiiimmm!... Politika ve sanatla giriş yapacağım… Politika deyince kulaklar dikildi biliyorum, “bu adamın kalemi de dili gibidir yine esip gürleyecek” diyenler avucunu yalar, bütçemin anası ağladı, yeni ödedim bir çuval tazminat “hakaret”ten tabii… Çok “hak” edenler var ama bende para bitti… Bir “uzak doğu” seyahat programımı gömdüm "hak"aret davası ödemelerine…  Oralardan ne güzel anılar yazardım oysa sizlere…
Neyse dönelim konumuza…
Sanat ve sanatçıya saygı, bir toplumun değer terapisine konmasında en önemli mihenk taşıdır… Öyle mi, öyle… Ancaaak. Bir mihenk taşı daha vardır ki o daaa toplumun sanattan anlama düzeyinin mihenk taşıdır…
Gelişmemiş toplumlar, üst düzeydeki sanata uzak kalır… Daha Türkçesi an-la-maaz…
Gerçek sanatçılara değil de, tutarsız politikacılara hayran olan toplumun, acı kazıklar yemesine de acınmaz… Ben acımıyorum…
Arkadaşlar toplum eğer o düzeydeyse, zaten yediği kazığın bile farkına varmaz…
Şimdi efendim bu söylediklerimi isteyen üzerine alınabilir… Muhalefet ya da iktidar burası beni ilgilendirmiyor… Okuyan da istediği yöne çekebilir burası da beni ilgilendirmiyor…
Geçelim kahkaha bölümümüze…
İSPANYOL USULÜ
Avrupa kupası ve Milli Takım düşürdü aklıma bu fıkrayı… Paris ve Pigal deyince, her türlü paralı çapkınlığın yapıldığı yer anlaşılır. Öyleyse hemen olaya geçilir.
İspanyol kızlarının (!) çalıştığı bir evde, tarife belli: Normal yaklaşma 50 dolar… İspanyol usulü olursa, 30 dolar da fark alınıyor… Çapkının biri meraklı ya, 80 doları ödüyor ve odaya giriyor…
Çıktıktan sonra anlayamadığı bir konuyu soruyor: “İspanyol usulü dediniz 30 dolar fark aldınız… Oysa ben hiçbir fark görmedim.
Kız (!) açıklıyor:
“Tam o sırada, (OLEEYYY!...) diye bağırdım ya!…
Veee biliyorum ki tadı damağınızda kaldı. Haftanın son fıkrası geliyor arkadaşlar…
İÇTEN YANIT
Bir İngiliz aktirs hanım… Güzelliğini yıllar geçse de korumayı başarmakta… Bir akşam vakti birden bire eski bir sevgilisine rastlamasın mı? Tiyatro yazarı olan eski aşkına merakla soruyor:
“Söyle bana sevgilim! Hala (şu bilgisayar klavyesinde a’ların üzerine inceltme işareti koymayı hala beceremedim. Özür dilerim) parlak zekalı bir konuşmacı ve hala pek güçlü bir sevdalı mısın?”
“Evet sevgilim! Her iki özelliğimi de korumaktayım… Ancaak, şöyle bir terslik doğdu: İkisi üst üste seyrek çatışmaya başladı…
Mutlu ve sağlıklı haftalar diliyorum efendim. Haftaya görüşmek dileği ile…….

 

<